HİÇ BİR MÜSLÜMANA BATI AĞZIYLA TERÖRİST DEMEYELİM
08/07/2021
Mahmut Toptaş
Müslümanın her çeşidinin hatasını savunmayız ama, harami devletlerin, kaftanı katrani, adaleti zulmani, inancı küfrani olan sömürgenlerin, Müslümanın bembeyaz elbisesinde küçücük lekeyi Medyayla büyüterek kendini gizleme, Müslümanı izleme ve gözden düşürme politikasına da katılmayız.
Ruanda örneğinde olduğu gibi.
Milletler Cemiyeti/Birleşmiş Milletlerde, Kara kalpli kafirlerin 1895 de Ruandayı Almanlara vermesiyle başlamış Ruandalıların çilesi.
Almanların işgaline uğrayan Ruanda halkı, Almanlar gelinceye kadar bütün kabileler yarım ekmeklerini bölüşerek yaşamışlar.
Almanlar ve onların ardından Belçika ve Fransanın işgaliyle kabile savaşları başlamış en son 1994 de 800 000 ile bir milyon arası Katolik Ruandalı öldürülmüş.
Dikkat edin eski bir zamandan bahsetmiyorum.
1994 yılında medeni Fransa ile Belçikanın kızıştırdığı ve ve silah desteği verdiği yılda ben 47 yaşındayım.
Kırk yaşında olanların hepsi bu olayların haberlerini okudu.
Tutsilerin de Katolik, Hutuların da çoğunluğu Katolik.
Bu batılıların Hıristiyanlıkla da alakaları yok.
Politikalarında malzeme olarak kullanmalarının dışında Hıristiyanlığa inanan insan bulmak da samanlıkta iğne aramak gibidir.
Papanın elini saygıyla öpen Avrupalı liderler ve papa bu öldürme olayına seyirci kalmamış, bazı ülkeler öldürme aleti olarak bıçak, pala ve satır göndermiş.
Bu günlerde Ruandada hızla yayılan din, İslam diniymiş.
On iki milyon nüfuslu ülkenin onda biri Müslüman olmuş.
Ve kavgadan yeni çıkan ülkenin yöneticileri halka yönelik en önemli Bakanlıkları Müslümanlara vermiş.
Çünkü 1994 de iki Katolik kabile Avrupa marka satırlarla bir milyon insanı doğrarken bu iki kabileden Müslüman olanlar, her iki taraftan insanları gizleme, yaralılarını gizlice tedavi etme ve iki tarafın da sağ kalanlarına ekmek verme işlemini ayırım yapmadan gerçekleştirmişler.
Ruandaya gidip gelenler, Türkiyenin hiçbir ili veya ilçesi Ruandanın başkenti veya köyleri kadar temiz değildir dedikten sonra fotoğrafları gösteriyorlar.
Köy yolları dahi afsalt değil ama tertemiz.
Köy evleri ahım şahım değil ama evlerin dışı tertemiz.
En küçük ve en fakir köye kadar durum bu.
Dünyanın en kaliteli malını aldınız, Ruandaya gittiniz.
Hava alanında o en kaliteli gömleğinizin dışındaki naylon poşeti çıkarıp çöpe atmanız gerekecek.
Çünkü ülkeyi kirletir mantığıyla naylon poşet sınırdan içeri alınmıyor.
Ülke içinde kâğıt poşetler kullanılıyor.
Bütün bu temizlik projesi Müslüman Bakanlar aracılığıyla ülkenin yüzde doksanına öğretilmiş.
1994 katliamından sonra batılıların Ruandaya gidecek yüzü kalmadığından ülkenin başkenti Kigalide beyaz insana pek rastlanmazmış.
Sokaklarda yüzlerce beyaz insan on binlerce Müslümanın kurbanını Ruandada kesmek için oraya gelmişler.
Kapkara kalpli adamın katran damlasından biri, Müslümanın beyaz elbisesine de sıçrayınca işte o lekeyi medyayla büyüterek dünyaya terörist diye gösteriyor.
20 Ekim 2011 de Fransız ajanlar tarafından linç edilerek öldürülen Muammer Kaddafi merhumun öldürülme sebebi olarak hep dünya genelinde terörü desteklemesi anlatılır.
Batılıları literatüründe Terörist demek Müslüman demektir.
Bir Amerikan uçağının düşürülmesini kabul eden Kaddafi onun dışında o türlü yakma, yıkma, yok etme olaylarını kabul etmemiştir.
Amerikan uçağının düşürülmesini kabul etmek ve öbür isnat edilenleri inkar etmek onun doğru söylediğini gösterirken Amerika, İngiltere ve İsrail işbirliğiyle NATOnun da devreye sokulmasıyla, ülkedeki bulunca bunayan hainler işbirliğiyle devrilmiştir.
Kaddafi döneminde gaz, su, elektrik, sağlık, ilk ve üniversite eğitimi parasız.
Yurtdışında okumak isteyen herkese 1600 Euro karşılıksız burs.
Evlenenlere bir araba ve ev bağış ediliyor.
Doğan her çocuğa maaaş bağlanıyor,
Bankalar faizsiz kredi veriyor,
İşte batının kastettiği terör faaliyetleri bunlardı.
1974 de Kıbrıs Barış Harekatında Amerikanın ambargosunu aleni olarak deldi, kendi omuzunda silahları Libya ve Türkiye uçağına yüklerken dünyaya fotoğraf vermesini batı hiç unutmadı.
Bulunca bunayan, Libya vatandaşı olduğu halde batılı ajanların oyununa gelen Libyalılar, şimdi Hafterden somun ekmek alabilmek için cephede kendi kardeşlerine kurşun sıkmakla uğraşıyor.
Bu iç savaşı durdurmayacaklar.
Müslümanı Müslümana kırdıracaklar.
Torunlarımızın da bu konulara üzülmemeleri için mutlaka bir çaresine bakılmalı.
Libyanın parçalanması, Kaddafinin linç edilerek öldürülmesi olayında kendini Müslüman bilenlerden suçu olanlar, çok dikkatli olsunlar ve gece-gündüz Allaha iki kerre tevbe etsinler.
Yardım için, kuyu kazmak için, kurban kesmek için, zekat ve sadakaları Afrikalı fakirlere teslim için Afrikaya gidenlerden edindiğim bilgiye göre Müslümanların çoğunlukta olduğu şehirlerde ve o ülkelerin başkentinde Kaddafinin yaptırdığı camileri, cami avlusundaki sağlık merkezini, eğitim merkezini, müsafirhanesini allandıra ballandıra anlatıyorlar.
Hala o başkentlerde en görkemli yapının şehrin merkezinde Cami ve sosyal tesisleri olduğunu söylerler.