ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    HAKKIN VE HAKLININ YANI


    Haksızlar güçlü olunca, haklılar suçlu görülmeye başlanır. Eli uzun, ensesi kalın insanlara değer verildiği oranda bütün değerler yitirilmeye başlanır.

    Kur’anı Kerimden Mekke döneminde nazil olan ayetlerde hep imanın kuvvetlenmesi, ilmin artırılması ile ilgili ayetler nazil olur. İlmin ve haklılığın verdiği güçle nice Firavunların yere serildiğinin örnekleri verilir.

    Hanımını döverken kara kuvvet gösterisinde bulunanlar, halkını kaba kuvvetle dövdüğü oranda güçlendiğini zanneden yöneticiler, her yerde sözünün geçeceğini, her zaman borusunun öteceğini zannedenler, devranın hep aynı gitmediğini, rüzgârın devamlı aynı yönden esmediğini bilmeleri gerekir.

    Hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim, ilmi dirayetimizi, medeni cesaretimizi güçlendirirken, zalim zorbaların zulümlerine son vermek ve onları barışa meylettirmek için maddi manevi güçlenmemizi, kuvvet toplamamızı emreder. (Bak Enfal 60-61)

    Hz. EbuBekir (r.a.), devlet başkanı seçildiği gün yaptığı konuşmada: “İçinizden haklı olan zayıfın hakkını, haksız olan güçlüden alıncaya kadar, o zayıf kişi benim yanımda güçlüdür. Haksız olan güçlüden de o hak alınıncaya kadar benim yanımda güçsüzdür” anlamında bir konuşma tapar.

    Aynı kiloda, aynı yaşta, aynı cesarette, aynı yakın dövüş teknikleri bilen iki kişi dövüşseler, her şeyde denk olsalar, o dövüşte haklı olan dövüşü kazanır. Haklılığın kendine özel bir gücü vardır.

    Avrupa Birliğinin bu güne kadar aleyhimize aldığı kararların öyle yazılıp çizildiği kadar bize zarar verememesinin temelinde bu kararları alanların iç dünyalarında kendilerinin haksız olduğunu bilmeleri yatmaktadır.

    “Hem suçlu, hem güçlü” dediğimiz şirret insanların veya devletlerin de başarılarının devamlı olmadığı görülmüştür.

    Hakkın ve haklının yanında olanlar hep başarılı olmuşlardır. Rabbimiz, sevgili peygamberimizin şahsında bize:

    “Eğer sana hile yapmak isterlerse, şüphesiz Allah sana yeter. O, seni yardı-mıyla ve mü'minlerle destekledi.”

    “Onların (Evs ile Hazrec kabilelerinin) gönüllerini birleştirdi. Eğer sen yeryüzündekilerin hepsini harcasa idin onların gönüllerini birleştiremezdin. Fakat Allah onların arasını birleştirdi. Şüphesiz O, Aziz'dir, Hakim'dir.”

    “Ey peygamber, Allah sana da, mü'minlerden sana uyanlara da yeter.” Buyurur.(Enfal 62-64)

    Önce Hakkın tarafında olacağız. Sonra haklı olacağız. Sonra Hakkın yardımını çekebilmemiz için Cenabı Hakka güveneceğiz. Kalplerimizi birbirine sevgi bağıyla bağlayacağız. “Tek dişi kalmış canavar” lar hasta adamı kendi aralarında parçalarlarken Mehmet Akif merhum:

    "Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

    Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez." diye haykırıyordu.

    Şimdi bizlerin haykırma yerine Allah için kalplerimizi birbirine bağlayarak parçalanmayı önlemek, birlikten dirliği meydana getirmektir.

    İşte o zaman yedi iklimi cihan bütün kinini üzerimize kusmaya başlasa biz birlik olduktan sonra hiçbir zarar veremez.

    "Sözlerinde durmuyorlar, yüze gülüyorlar, arkadan hainlik yapıyorlar" diye sızlanmanın anlamı yok. Enfal süresinin 12inci ayetinde "Onlar Allaha hainlik yaptılar" buyurur. Allaha hainlik yapanlar bize mi yapmayacaklar?

    Biz, bizliğimizi bilelim. İlmi dirayetimizi, medeni cesaretimizi artıralım. Birbirimizi sevelim. Haklının yanında yer alalım, görevimizi yapalım, gerisine karışmayalım.