HALKINA HİLE YAPAN KENDİ ZARAR GÖRÜR
22/07/2019/Pzrts/Milligazete
Halkımızın İslamdan uzaklaşmasını isteyenlerin oyununa gelmeyelim.
Filan anketörün yaptığı çalışmaya göre
.diyerek çok olumsuz haberler yayarak gavurluğu meşrulaştırmaya, kulakları bu tür haberlere alıştırmaya ve gavurluk mikrobuna karşı bir kanıksama meydana getirmeye çalışmaktır bunlar.
Bulunduğunuz yerden şu anda etrafa bir bakıveriniz.
Şehirde iseniz her tarafta göğe doğru yükselen minareler, gazetelerdeki istatistiklerin uydurma olduğunu gösterir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara için Mabetsiz şehir denirmiş.
Ama şimdi her mahallede birkaç tane cami görülmektedir.
Doksan binin üzerinde olan camilerimizin çoğunluğu halkımız tarafından yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir.
Ve bu camiler için halkımızın cebinden çıkarıp verdiği para birkaç milyarı değil trilyonu bulur.
Her ilçemizde olan İmam-hatip okullarının çoğunluğu yine halkımız tarafından yapılmıştır.
Bir o kadar da yapılan Kuran kursları var.
Bütün bunları yapan bizim bu halkımızdır.
Gençlerimizin camilerde görülmediğinden şikayet edenler, ezan okununca camide çoğunluğun ihtiyar olmasından şikayet edip gençlerin neden olmadığını sorguluyor.
Gençlerimiz öğle ve ikindi vakitlerinde ya okuldadırlar veya işyerindedirler.
İstanbul Üniversitesinin karşısında Beyazıt camiinde öğle vakti gençlerin az olduğu görülür ama öğleden ikindiye kadar cami avlusunda beklerseniz, ikindi vaktine kadar camiye girip öğle namazını kılıp çıkan gençleri görürsünüz.
Aynı gözlemi Şişli caminde de görebilirsiniz.
Öğleden ikindiye kadar çoğunluğu gençlerden olan Müslümanlarımız devamlı girip, kılıp, çıkmaktadırlar.
Dışarda gezerken bu kadın namaz kılmazdır kanaati oluşturan hanımefendiler, camiye girerken çantasından çıkardığı başörtü ve eteği takınıp namazı kılıp çıkarken yine eski haline dönüştüğünü gördüğünüz gibi, tipine bakarak bunun namazla niyazla ilgisi olamaz zannında olduğunuz insanların huşu içinde namazını kılıp çıktığını da görürsünüz.
Cemaatle kılmaya engel olan iş ve okul saatleri vardır.
Hepimizin üzerinden bir Firavun politikası silindir gibi geçti ve bizi birbirimize yan bakan, kaç çatan, kurşun sıkan haline dönüştürdü.
إِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْأَرْضِ وَجَعَلَ أَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ إِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ
Şüphesiz Firavun, yeryüzünde büyüklük tasladı ve ülke hal-kından bir gurubu zayıflatmak için onları gurup/kastlara ayırdı. Onların (İsrail oğullarının) erkek çocuklarını öldürüyor, kızlarını sağ bırakıyordu. Şüphesiz o bozgunculardandı. Buyurur. (Kasas süresi ayet 28/4)
Önce bizi ayırım yapmadan eziyor, sonra parçalara ayırıyor ve parçaları biri birine düşman hale getirirken kendi saltanatının ayaklarını sağlama aldığını zannediyor ama ayağının altından koltuğunun kaydığının farkına varamıyor.
Kötü tuzak sahibini yakalar diyor Rabbimiz:
اسْتِكْبَارًا فِي الْأَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِ وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِ فَهَلْ يَنْظُرُونَ إِلَّا سُنَّةَ الْأَوَّلِينَ فَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلًا وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَحْوِيلًا
Yeryüzünde büyüklük taslamaları ve kötü tuzak kurmaları sebebiyle (nefretleri arttı). Halbuki kötü tuzak sahibini yakalar. Onlar, öncekilerin başına gelen yasadan (azaptan) başkasını mı gözetirler? Sen Allah'ın yasasında değişiklik bula¬mazsın ve Al¬lah'ın yasasında bir sapma bulamazsın. (Fatır süresi ayet 35/43)
فَلَمَّا أَنْجَاهُمْ إِذَا هُمْ يَبْغُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّمَا بَغْيُكُمْ عَلَى أَنْفُسِكُمْ مَتَاعَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُكُمْ فَنُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Onları kurtardığımız zaman bir de bakarsın Yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar. Ey in¬sanlar, zulmünüz/taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. (Taşkınlığı¬nız) alçak bir ha¬yatın menfaati gibidir. Sonra dönü¬şünüz bizedir. Biz de, size yaptıklarınızı haber ve¬re¬ceğiz (Yunus süresi ayet 10/23)
Halkına hile yaparak zulmedenlerin, sağlığında bu dünyada cezasını gördüğünden örnekler verir Kuran-i Kerim.