HAPİSHANELER OKULA DÖNÜŞTÜRÜLSÜN (3)
Din elden gidiyor demişler, hemen baltasını
almış yürümüş.
Tanımadığı
Delibaşın peşine düşmüş, yakalanmış ve iki yıl hapis yatarken dininin ana
kitabı Kuran-i Kerimi okumayı hapishanede öğrenmiş.
Hapisten
çıkınca yıllarca köyünden ücretli köyün imamlığını yapmış birini bilirim.
Gönenli
Mehmet Efendi anlatmıştı, Denizli hapishanesinde yatarken Kuran okumasını
öğrettiğim insanlardan bir kısmı hapisten çıkınca köylerinde cami imamı
olmuşlar demişti.
Dikkat
ediniz, suç makinesi, imam olunca güvenlik görevlisine dönüşmüş.
12
Eylül 1980 öncesi komünist olan ve darbe sonrası Bakana rüşvet vermekten hapse
giren ve aslında bir kapitalist olan kişi anlatmıştı, Hapse girince
koğuşumuzda irticadan yatan bir hoca efendi, bizi eledi beledi şeriatçı yaptı
demişti.
Dinimizde
eğitime özel, yer yoktur. Sevgili peygamberimiz, Safa tepesinden başlatmış eğitim
faaliyetini ve son Arafat dağındaki ünlü Veda hutbesini de dağ başında
yapmıştır.
Evler,
sokaklar, daireler, kışlalar, karakollar, üniversiteler, özetle temiz olan her
yer eğitim için kullanılır.
Ben
bir Müdür tanırım, çalışanları her sabah yarım saat önce gelirler ve Kuran
meali, Hadis tercemeleri, İlmihal bilgileri okuyarak nerdeyse yirmi yılda
onlarca kitabı okuyup bitirdiler.
28
Şubat döneminde bile ara vermediler.
Eğitim
deyince akla ilk gelen Allah inancı olmalıdır.
Yusuf
aleyhisselam hapishanede başlattığı derste mahkumlara kendisinin Rabbi
tarafından eğitildiğini, Allah ve ahirete iman etmeyen bu kavmin dinine uymadığını,
onların Mısır yöneticilerinin kafir olduğunu:
قَالَ
لَا يَأْتِيكُمَا طَعَامٌ تُرْزَقَانِهِ إِلَّا نَبَّأْتُكُمَا بِتَأْوِيلِهِ
قَبْلَ أَنْ يَأْتِيَكُمَا ذَلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنِي رَبِّي إِنِّي تَرَكْتُ
مِلَّةَ قَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَهُمْ بِالْآَخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَ
(37)
37- Yusuf:
"Sizin yiyeceğiniz yemek size gelmeden ben onun yorumunu size haber
veririm. Bu Rabbimin bana öğrettiğidir. Ben, Allah'a inanmayan, âhireti de inkâr
eden bir kavmin dinini terk ettim."
وَاتَّبَعْتُ
مِلَّةَ آَبَائِي إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ مَا كَانَ لَنَا أَنْ
نُشْرِكَ بِاللَّهِ مِنْ شَيْءٍ ذَلِكَ مِنْ فَضْلِ اللَّهِ عَلَيْنَا وَعَلَى
النَّاسِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَشْكُرُونَ
"Atalarım İbrâhim, İshâk ve Yâ'kub'un
dinine uydum. Herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmamız bize yaraşmaz. Bu (iman)
bize ve insanlara Allah'ın lütfundandır. Ancak insanların bir çoğu
şükretmez.
Diyerek Haber verdikten sonra soruyor:
يَا
صَاحِبَيِ السِّجْنِ أَأَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ أَمِ اللَّهُ الْوَاحِدُ
الْقَهَّارُ
"Ey hapishane arkadaşlarım, ayrı ayrı
Rabler mi daha hayırlı, yoksa her şeyi hükmü altına alan bir tek Allah
mı?" (Yusuf süresi ayet 12/39)
Yani Firavuna mı uyalım, Nemruda mı uyalım, bu
günkü dille AB kriterlerine mi, BM beyannamesine mi, Şanghay kriterlerine mi
uyalım, yoksa herkesi ve her şeyi yaratan, yaşatan ve yönetene mi uyalım? Dedikten
sonra imanın aslını ve bu yolda giden İbrahim, İshak ve Yakub aleyhisselamların
yolu olduğunu anlattıktan sonra Hüküm koyma hakkının yalnız Allaha ait
olduğunu bildiriyor:
مَا
تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِهِ إِلَّا أَسْمَاءً سَمَّيْتُمُوهَا أَنْتُمْ
وَآَبَاؤُكُمْ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ بِهَا مِنْ سُلْطَانٍ إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا
لِلَّهِ أَمَرَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ
وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ (40)
40-
Allah'tan başka tapındıklarınız sizin ve atalarınızın adlandırdığı bir takım
isimlerden başka bir şey değildir. Allah, onlar (put) hakkında hiç bir
delil indirmemiştir. Hüküm yalnız Allah'ındır. Yalnız Ona kulluk yapmanızı emretti.
İşte en doğru din budur. Ancak insanların bir çoğu bilmezler.(Yusuf süresi
ayet 12/37-40)
Teklifimi tekrarlıyorum:
Hapishaneler eğitim yuvası haline dönüştürülmelidir.
Böylece Yusuf aleyhisselamın bir iftira ile atıldığı hapishaneyi
medreseye çevirme sünneti de yeniden diriltilmiş olur.
Diyanet ve Milli eğitimin personelinden yararlanarak hemen bir
eğitim programı hazırlanıp faaliyete geçirilmeli.
Kuran, Hadis, Siret ve İlmihal bilgilerinden aldıkları eğitim
sonunda belirlenen kriterlere uygun
olarak not alanlar için, hapis günlerinden indirim yapılarak teşvik edilebilir.
Mahkumlardan eğitimli olanların ilminden yararlanılır ve onlara da
ücret olarak sayılı günlerinden düşme teklif edilir.
Bu konuda gerekli kanuni düzenleme yapılmalı ve hemen derslere
başlanmalı.
Hapishanede ders başlatılırsa tek kişilik hücrelerde her tuğladan
fışkıran gürültülerden çıldırma sınırına gelenleri kurtarmış olursunuz.
Yalnız kalınca tüm insanlığı düşman görmeye başlayanların insanlığa
kin bilemelerini engellersiniz.
Koğuşta kendini itilmiş, kakılmış, terkedilmiş kabul edip çokluk
içinde yalnızlık hissedenleri, diğerleriyle ortak bir eğitimde buluşturarak,
aldıkları notları konuşarak, her gün notları oranında sayılı günlerinden eksilme
sevincini yaşatarak yalnızlığın cehenneminden çıkarılmış olur.
Terör, soygun, mafya, gasp
çetelerine adam kazanma eğitimi
engellenmiş olur