ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    HELAL, TEMİZ VE GÜZEL OLANI HERKES SEVER


    HELAL, TEMİZ VE GÜZEL OLANI HERKES SEVER

    03/04/2020

    Mahmut Toptaş

    Kur’an-i Kerimde “Temiz söz, temiz nesil, temiz hava/rüzgar, temiz hayat, temiz ülke, helal ve temiz yiyecek” lerden bahseder.

    Her şeyinin temiz ve güzel olmasını istemeyen hiçbir kimse çıkmaz dünyada ama temiz ve güzelin tarifinde aykırılıklar başlıyor.

    Krallar, sözlerinin üzerine söz söyletmeme hastalığına yakalandıklarında bütün kralları temsilen Firavun benim görüşümden başka görüş yoktur, ancak ben doğruları size bildiririm anlamında:

    قَالَ فِرْعَوْنُ مَا أُرِيكُمْ إِلَّا مَا أَرَى وَمَا أَهْدِيكُمْ إِلَّا سَبِيلَ الرَّشَادِ

    Firavun: "Ben size ancak gördüğümü gösteriyorum ve ben size doğru yoldan başkasını göstermiyorum" dedi.” (Mümin süresi ayet 40/29)

    Günümüzde bize dayatılanların hepsine bakınız. Benim kriterlerime göre hareket edeceksiniz, yok öbürünün kriterlerine göre hareket edeceğiz kavgası var da beni de, seni de, onu da yaratanın kriterleri ne olacak?

    Temiz söz:

    أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّمَاءِ

    “Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı? Güzel bir kelime, kökü (yerde) sabit, dalları gökte bir ağaca benzer.

    تُؤْتِي أُكُلَهَا كُلَّ حِينٍ بِإِذْنِ رَبِّهَا وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

    “Rabbinin izniyle meyvesini her zaman verir. Öğüt alırlar diye Allah insanlara misaller verir.” (İbrahim süresi ayet 24-25)

    Bütün peygamberlerin getirdiği kitapların özü, “La ilahe İllallah/Allahtan başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur” sözü olduğunu:

    وَمَا أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ إِلَّا نُوحِي إِلَيْهِ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدُونِ

    “Senden önce gönderdiğimiz her Peygambere: "Benden başka ilah yoktur, bana ibadet edin" diye vahy ettik” diye haber veriyor. (Enbiya süresi ayet 21/25)

    Sözlerin en güzeli, Allah kelamı Kur’an-i Kerimimiz olduğu gibi, Kur’an’ın en öz sözünün kelime-i Tevhit olduğunu bilenlerimiz, bu dünyayı kan gölüne çevirenleri paralı askeri, palı ilim adamı, paralı sanatçısı… olamaz.

       Helal ve temiz yiyecek:

    Günümüzde herkes temiz yiyeceklerden bahsederler ama helalından olması konusunda konuşan olmaz.

    Hal bu ki, asıl olan önce helallığı, ardından temizliği öğretiliyor bize Kur’an-i Kerimde:

    وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ حَلَالًا طَيِّبًا وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي أَنْتُمْ بِهِ مُؤْمِنُونَ

    “Allah'ın rızk olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak yiyin ve iman ettiğiniz Allah’tan sakının.” (Maide süresi ayet 5/88)

    İslami eğitimden geçmiş olsaydık, TV’lerin yemek programlarında marulun nasıl temizlendiğini anlatmadan önce o marulun helalinden kazanılması gerektiği anlatıldıktan sonra temizliğine geçilirdi.

    Kirli olursa hastalanmamıza, ateşimizin kırka yükselmesine sebep olurken, eğer yediklerimiz helal olmazsa bu dünyada teröre, soygunlara, baskınlara, sınıf çatışmalarına, savaşlara, göçlere sebep olurken, ahirette ateşimizin derecesini ölçecek aletin büyüklüğü dünya büyüklüğünde olsa ölçemez ve yanar.

    Temiz nesil:

    هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُ قَالَ رَبِّ هَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاءِ

    “Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim, bana katından temiz bir zürriyyet ver. Muhakkak sen duaları işitensin" dedi.” (Al-i Imran süresi ayet 3/38)

    Temiz hava/rüzgar:

    هُوَ الَّذِي يُسَيِّرُكُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ حَتَّى إِذَا كُنْتُمْ فِي الْفُلْكِ وَجَرَيْنَ بِهِمْ بِرِيحٍ طَيِّبَةٍ وَفَرِحُوا بِهَا جَاءَتْهَا رِيحٌ عَاصِفٌ وَجَاءَهُمُ الْمَوْجُ مِنْ كُلِّ مَكَانٍ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ أُحِيطَ بِهِمْ دَعَوُا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ لَئِنْ أَنْجَيْتَنَا مِنْ هَذِهِ لَنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرِينَ

    “Sizi karada ve denizde yürüten O’dur. Hatta siz gemide olduğunuzda ve onlar (gemiler) içindekileri hoş bir rüzgarla alıp götürdüğü ve içindekilerin mutlu olduğu bir anda gemiye bir kasırga gelip de dalgalar her taraftan onlara geldiğinde ve onlar çepeçevre kuşatıldıklarını sandıklarında, dini yalnız ona halis kılarak Allah 'a dua ederler ve "Eğer bizi bundan kurtarırsan şükredenlerden olacağız" (derler.) (Yunus süresi ayet 10/22)

    Meyhanenin mukassi havasını, esrarın kokusunu, kahvehanedeki sigara kokusunu almak için temiz havayı kapının dışında bırakıp girenler var.

    Temiz hayat:

    مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيَاةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُمْ بِأَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

    “Erkek veya kadınlardan, kim mü'min olarak salih amel işlerse onu (dünyada) güzel bir hayatla yaşatırız ve onun (âhirette) mükâfatını yaptıklarının en güzeliyle veririz.” (Nahl süresi ayet 16/97)

    يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آَمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآَخِرَةِ وَيُضِلُّ اللَّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ

    “Allah, iman edenleri dünya hayatında da, âhirette de sabit bir söz üzerinde tutar. Zalimleri sapıtır ve Allah dilediğini yapar.” (İbrahim süresi ayet14/27)

    Temiz ülke:

    لَقَدْ كَانَ لِسَبَإٍ فِي مَسْكَنِهِمْ آَيَةٌ جَنَّتَانِ عَنْ يَمِينٍ وَشِمَالٍ كُلُوا مِنْ رِزْقِ رَبِّكُمْ وَاشْكُرُوا لَهُ بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ

    “Sebe'lilerin yurdunda onlar için ibret vardır. Biri sağda, diğeri solda iki bahçeleri vardı. (Onlara:) Rabbinizin rızkından yiyin ve ona şükredin. İşte güzel bir ülke ve çok bağışlayan bir Rab.” (Sebe süresi ayet 34/15)

    Biz, temiz bir ülke ve afveden bir Rab inancının önüne hiçbir şeyi geçirmemeye dikkat edelim.

    Dünyanın en medeni kabul edilen ülkelerin bazı şehirleri, o şehirde işlenen günahlar sebebiyle meşhur olmuşturlar.

    Biz, bu dünyada bu temizliklerin hepsinde Rabbimizin kriterlerine göre hareket edersek, bu dünyada temiz yaşayanlara Rabbimiz ahirette de etmiz yer ve temiz evler vadediyor:

    وَعَدَ اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ وَرِضْوَانٌ مِنَ اللَّهِ أَكْبَرُ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

    “Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, içinde ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akan, cennetler ve adn cennetlerinde güzel meskenler va'detti. Allah'ın hoşnut olması ise hepsinden büyüktür. İşte büyük başarı budur.” (Tevbe süresi ayet 9/72)