Kendi zayıf taraflarımızı kapatmak için kendi
korktuklarımızdan çocuklarımızı da korkutmakla onları yumuşatacağımızı
zannederiz.
Aslında farkına varmadan çocuğun dengesini
bozarız.
Küçücükken ağlaması çok ağlayan çocuğumuzun
neden ağladığını araştırıp kolay yoldan susturmak mümkin iken “Öcü geliyor,
böcü geliyor” diyerek hayali korkuluklar üretiyoruz.
Biraz büyüyünce “Polis geliyor, Jandarma
geliyor” diyerek korkutmaya çalışıyoruz.
Okulda, öğretmen disiplini sağlamak adına “Sıfırla”
kokutuyor.
Babasıyla annesi ev çevresi “Okumazsan kömürcü
olursun” diyerek içini karartıyor.
Babanın, annenin kendi isteklerini Allah’ın
emriymiş gibi sunmaları ileride Allah’ın emirlerini hafifletir.
Ateşler içinde yanan bir hasta kış gününde
çocuğun sırtındaki yünlüleri çıkarmalarını ve çocuğu serinletmelerini isterken
aslında kendi halini çocukta yaşamak istemesi gibidir.
Anneyle baba kendi istemedikleri, sevmedikleri
şeylerin çocukları tarafından da yapılmaması için helal olan bir davranışa “Haramdır” diyerek haramın ağırlığını
hafifletir ve çocuk gerçekten haram olan bir şeyi yapmadığında anasının,
öğretmeninin söylediğini yapmamak gibi görür ve yasağı çiğnemekten keyif bile
alır.
Diyanet İşleri Başkanlığı haklı olarak bir şeye
“Haram” dır diyor, bir de bakıyorsunuz bir çok insan o haramı işlemek için
kuyruğa giriyor.
Burada hata yalnız o kuyruğa girenlerde değil.
Yıllardır helalları, mekruhları, mübahları, annenin,
babanın, hocanın, devletin hoşuna gitmeyenleri “Haram” diyerek gerçekten haram
olanları da normalleştirdik.
Babanın, patronun, müdürün, başkanın, parti
liderinin sevgisi, korkusu, emri ve yasağı Allah sevgisinin, korkusunun,
emrinin ve yasağının önüne geçmesin.
Sevdiğiniz ve korktuğunuz ne varsa, hepsini yaratan,
yaşatan, yöneten ve öldüren Allah celle celalühtür
Haramlar ya Kur’an’dan bir ayetle veya Sahih
hadisle yasaklanmış olacak.
Ayet veya Hadisin manasında ihtilaf olmadan o kelimelerden
yalnız o mana anlaşılacak.
Eski ifadesiyle “Sübutu kat’i, delaleti de kat’i”
olacak.
İslam aleminde yöneticilerin isteği üzerine helal
olan bir çok şeye haram dendiği gibi, haram olan bir çok şeye de helal denildi.
Tevrat ve İncilin tahrife uğramasında kralın
hakkını krala vermek için papazların halkı Allah’la kandırması olmuştur.
Müftülükten emekli olan bir tanıdığım
anlatmıştı: “Vaiz iken Ramazan ayı boyunca “Elfazı küfr/insanı kafir yapan
sözler”ü anlattım.
Kendimce, bana göre hoş olmayanları da “Elfazı
küfr” olarak anlattım. Son gün konu bittiğinde devamlı vaaza gelen şehrin saygın
bir adamı: “Hocam Kelime-i şehadet getirelim de bayrama Müslüman olarak girelim”
deyince ben, yanlış yaptığımı anladım ve
ondan sonra Ayet ve Sahih Hadislerden alarak bize helal ve haramları sunan İmam
Ebu Hanife’nin yolundan ayrılmamaya dikkat ettim” dedi.
Rabbimiz bizi uyarır:
يَا
أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لَا تُحَرِّمُوا طَيِّبَاتِ مَا أَحَلَّ اللَّهُ
لَكُمْ وَلَا تَعْتَدُوا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ
“Ey iman
edenler, Allah'ın size helal kıldığı temiz şeyleri haram kılmayın ve haddi
aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez.” (Maide süresi ayet 5/87)
قُلْ
مَنْ حَرَّمَ زِينَةَ اللَّهِ الَّتِي أَخْرَجَ لِعِبَادِهِ وَالطَّيِّبَاتِ مِنَ
الرِّزْقِ قُلْ هِيَ لِلَّذِينَ آَمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا خَالِصَةً
يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الْآَيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ
“De ki:
"Allah'ın kulları için çıkardığı temiz, hoş ziynet ve rızklardan bir
kısmını haram kılan kimdir?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman
edenlerindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlarındır." Bilenler için
ayetlerimizi böylece açıklıyoruz.” A’raf süresi ayet 7/32)