ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    HER ŞEHRE BİR ARİF LAZIM


    HER ŞEHRE BİR ARİF LAZIM

    24/05/2022

    Mahmut Toptaş

    Milli Türk Telebe Birliğinde (MTTB) başlamış, Akıncılarla, Milli Gençlik Vakfı (MGV) ıyle devam etmiş, 12 Eylül darbesinde hapishane eğitiminden de geçmiş irfan sahibi bir yiğit adam.

    Şehre girip-çıkanlardan haberi oluyor.

    Parti, dernek, vakıf, olarak kim o şehirde hayırlı bir iş yapacaksa Arif, onların parti, dernek veya vakfının kendisininkilerden ayrı olmasına bakmadan o hayırlı işin içinde Arif de vardır.

    Belediye başkanı seçiminde oy verdiği için çalışır ama, hangi partiden seçilirse seçilsin, o şehrin işi için elinden geleni yapmaya devam eder.

    En bilinen tarafı, şehrin Ankara’da bitirilemeyen veya geciktirilen işlerini, eski tanıdıkları aracılığıyla çözmesidir.

    Vali bey kim olursa olsun, ilk günlerde makamdakiler Arif’i ona tanıtırlar ve “Arif bu hayırlı işi çözer” derler.

    Kim o Arif? Deyip araştırmaya kalkmayın.

    Sizin gibi, eli ayağı, kafası, iki gözü…olan bir adam.

    Sen de bu gün karar verirsen birkaç yıl sonra onun gibi olabilirsin.

    “Arife  tarif gerekmez” demiş atalarımız.

    Ancak bu işten kendine makam, mal, şan, şöhret beklemeyeceksin.

    Arif’in emekli maaşından başka bir şeyi yok, ama dünyanın bütün servetiyle satın alınamayacak bir marifete sahiptir.

    Arif, ma’rifetli kişidir.

    Ma’rifet de, Allah’ı, Kitabını, Rasülünü tanımak ve ahiretteki yerini güzelleştirmek ve bu dünyanın İslam’la güzelleşmesi için çalışmaktır.

    Arif, Arefe günü gibi, hep iyiliklerin, güzelliklerin habercisi, müjdeleyicisi, gelen hayırlı işlerin önünü açıcısı, gönüllerde bayram havası estiricisidir..

    Çarşıya çıktığında, çaresiz birini görse, hemen onunla ilgilenir o gün.

    Şehre hizmet eden insanları ziyaret ederek yapabilecekleri şeyleri hatırlatır ve eğer işe başlarlarsa el atacağını söyler.

    Az konuşur, çok iş yapar.

    Herkesin gönlüne girilecek dili bilir.

    Güneş, güle-dikene, bülbüle-akrebe, karıncaya-file, denize, ağaca.. üzerine doğduğu her şeye onların ihtiyacı olanı, Allah’ın takdir ettiği kadar verdiği gibi, Arif de, ayrı düşüncede olanların o gün ihtiyacı olan söz gıdalarını onlara sunuverir.

    Halden anlar, halini düzeltir.

    Onun işi, şehir ve şehirlilerin işlerini düzeltmek, yapmak, güzelleştirmek, kavuşturmak..

    Yaratanla yaratılanı, yaratanın istediği şekilde kavuşturmak.

    Çünkü hizmet ettiği insanları hayvanları, çiçekleri böcekleri yaratanı bildiği için, yaratanın kitabına göre yaratılanlara hizmet etmek ibadetlerin en güzellerinden olduğunun arifidir.

    Arafat dağı, Arife günü, dünya Müslümanlarının hacılarını bir araya getirdiği gibi Arif de, dostları buluşturur, küsleri barıştırır.

    1965-1980 yılları arasında Mücahit iken sonradan müteahhit olanlarla da barışıktır Arif.

    Mücahitliğe devam edenlerle de, Mütahit(Müteahhit) olanlarla da, bağını hiç koparmamış.

    Hepsine geçmişi hatırlatma görevi yanında şehrinin işlerini halletme konusunda onlardan da iş bitiriyor.

    Valinin, Kaymakamın, Belediye başkanının, Rektör’ün, bazen kendi ilinin milletvekilinin bulunduğu şehir için yapılması gerektiği halde yapılmadığını veya geciktiğini anladıklarında, devreye Arif adam gider, Ankara’ya gider, ve işi bitirir.

    Kim o Arif?

    Sağına, soluna bakma.

    Sen ol, o Arif .