ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    HERİFLER, İSLAM’A DÜŞMANLAR


    HERİFLER, İSLAM’A DÜŞMANLAR
    15/01/2019/Salı/Milligazete
    Kendimizi kandırmayalım.
    “Ilımlı İslam’a karşı değiller, şiddet taraftarı Müslümanlara karşılar” diyerek, kendini aldatarak katiline aşık olmaya çalışanlar var.
    Dünyanın şimdilik en ünlü Boksörü Clay iken ellerde taşınırken siyahi olmasına rağmen gönüllerine de almışlardı.
    Bir gün İslam’a girdiğini açıklayıverince ve adının da Muhammet Ali olduğunu söyleyince, Amerikan boksörü olmaktan çıkardılar, Vietnam’a askere gönderip orada öldürmeye karar verdiler.
    Ömründe eline silah almayan bu insana yapılanları hatırlayın.
    Elinde gitar varken, adı da Cat Stevens iken, Amerika hava alanında on binlerce insan tarafından karşılanan, Amerikan cumhurbaşkanından polisine kadar herkesin dinlediği ve kasetlerine dolar ödediği insan Müslüman olup adı da Yusuf İslâm olduktan sonra 2004 de gönlünde Kur’an’la Amerika’ya girmek istediğinde, Amerikan C.İ.A sı, Federalleri, ve askeri birlikleri, cumhurbaşkanlarının bilgisi dahilinde Yusuf İslam’ı Amerika’ya sokmadılar ve hava alanından İngiltere’ye geri çevirdiler.
    Ben bu haberi televizyondan duyduğumda hatırıma ilk gelen şey şu ayet oldu:
    هُوَ الَّذِي أَخْرَجَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ مِنْ دِيَارِهِمْ لِأَوَّلِ الْحَشْرِ مَا ظَنَنْتُمْ أَنْ يَخْرُجُوا وَظَنُّوا أَنَّهُمْ مَانِعَتُهُمْ حُصُونُهُمْ مِنَ اللَّهِ فَأَتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ حَيْثُ لَمْ يَحْتَسِبُوا وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ يُخْرِبُونَ بُيُوتَهُمْ بِأَيْدِيهِمْ وَأَيْدِي الْمُؤْمِنِينَ فَاعْتَبِرُوا يَا أُولِي الْأَبْصَارِ
    “İlk sürgünde ehli kitap kâfirlerini (Beni Nadr) yurtlarından çıkaran O’dur. Siz çıkacaklarını zan¬netmiyordunuz. Onlar da kalelerinin kendilerini koruyacağını sanıyorlardı. Allah ('ın azabı) onlara hiç hesap etmedikleri yerden geldi. Kalplerine korku saldı. Evlerini kendi elle¬riyle ve mü'minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri, ibret alınız. (Haşr süresi 2)
    Üstün teknolojisine rağmen ülkesinin beyni olan Pentagonu ve ekonomisinin kalbi olan ticaret merkezini koruyamayan bir ülke dünyanın öbür ucundaki insanlara güvenlik vaat edemez. Yolunun yanlışlığını altı milyar insan anladı.
    Sevgili peygamberimiz:
    “Eğer ömrün uzun olursa ( Kûfe yakınındaki) Hîre’den bir kadının deve üzerinde gelip Ka’be yi ziyaret edeceği günleri göreceksin. O kadın yolculuğu esnasında) Allah’dan başka hiçbir kimseden korkmayacaktır.” Buyurur.
    Bu hadisi sevgili peygamberimiz, Adiy b. Hatem’e söylemiş. Adiy b. Hatem: “İran’ın fethinden sonra bir kadın, Allah’dan başka kimseden korkmadan Hîre den Ka’be ye geldiğini gördüm” diyor. (Buhari, menakip hadis no: 3365)
    Aradan 1400 yıl geçmiş. Çağdaş dünyamızda üç aylık yollar üç saate inmiş.
    Teknoloji ilerlemiş ama insanlar teknolojide ilerlediği oranda Medeniyet ten vahşete doğru gerilemiş.
    Teknoloji harikası elektrik ışıkları altında şehrin merkezinde Amerikalılar tarafından düğün evleri taranıyor, ma’sum insanlar evlerinden kaçırılıyor.
    Yöneticiler, güvenliğini sağlayan korumaları tarafından öldürülüyor.
    Medeniyetin merkezi kabul edilen Amerika’da şehrin arka sokaklarına gün battıktan sonra polis giremiyor.
    Öğrenci kendi okuluna makinalı tüfekle geliyor, arkadaşlarını kurşunla tarıyor.
    Batmamızı isteyen batıya olan hayranlığımız nedeniyle ateist bir eğitimden geçen yeni nesil, imanın emniyetini kaybedince güvenlik sektörü devreye giriyor ve trilyonluk bir Pazar oluşuyor.
    Sevgili Peygamberimiz:
    حَصِّنُوا أمْوالَكُمْ بالزَّكاةِ
    “Zekatla mallarınızı koruyunuz” buyurmuş. (Taberani, Kebir, 170/128 hadis no 10196,Beyhaki, Sünen, 3/382, hadis no 6385, Hatıb, Tarihü Bağdat, 13/20)
    Zekatı ortadan kaldıranlar zekata verecekleri paranın yüz katını güvenlik harcamasına yatırıyorlar.
    Bu da fayda vermiyor ve her katı güvenlik önlemleriyle donanmış olduğu halde yirmi beşinci katta Türkiyenin en zenginlerinden biri teröristin kurşununa hedef olabiliyor ve o terörist de şu anda Avrupa tarafından korunuyor..
    Küçük bir çete bir adama musallat olur. O da gider büyük mafyayı kiralar. Büyük mafya adamın iş yerine gelir. Alım-satımı, hesapları kasayı kontrol altına alır, küçük mafyayı adamın gözleri önünde döver. Adama göz dağı vermiş olur ve adamın malının üzerine korumak için otururlar.
    Adam sonra görür ki küçük çete de büyük mafyanın adamlarıymış.
    1400 sene önce Kûfe’den Ka’be’ye bir kadın, hiçbir insandan korkmadan yolculuk yapabilirken bu günlerde Kûfe valisi yol emniyeti olmadığı için hacca gidememekte.
    Irak’ı işgal eden Amerika, küçük çetenin elinden Kuveyt’i ve Irak’ı kurtarmış ve büyüklüğünü gösterip her şeyine el koymuştur.
    İmansız eğitimi körükleyenler inkar ateşinin kıvılcımlarından kendileri de alev alıp yanarlar.
    Güvenlik: çocuğun anne veya babasının kucağında iken duyduğu mutluluğu, vatanın bağrında gezerken duymaktır.
    Bülbülün gül dalındaki sevinci ve hüznü birlikte yaşadığı gibi vatandaşlarıyla birlikte düğün evinde oynamak , ölü evinde ağlamaktır.
    Yoksa çelik kafesler içinde her türlü yırtıcı kuş tehlikesinden koruyoruz diye bülbülün kafese konduğu gibi insanlarında kanun kalıpları arasında korumaya almak değildir.
    Mısır de suçsuz insanları hapse atan, soyluları, yöneticileri kayıran, fuhşu yaygınlaştıran sistemi rafa kaldıran Yusuf Aleyhisselâmın yanına babası, annesi ve kardeşleri geldiklerinde “Allah’ın dilemesiyle güvenle Mısır’a girin” diyerek güvenliğin önemine dikkat çekmişti. (Yusuf süresi ayet 99)