HIRSIZIN ADRESİNİ
ÖĞRENDİLER
2002 yılında Gelişmiş
sekiz ülkenin (G-8) Kanadada,
Avrupa Güvenlik, Savunma
Politikacılarının (A.G.S.P.) İspanyada yaptığı toplantılarda sömürdükleri
ülkelerin insanlarının geçim darlığı
nedeniyle ülkelerinde çıkış yolu bulamayan ve çalınan mallarının izini takip
ederek kanunsuz yollardan hırsız ülkelerin sınırlarını geçmeye başladığını okumuştuk.
Toplantı sonunda malı
çalınan ülke insanlarına biraz dolar vererek kendi ülkelerinde kalmalarını
sağlama kararı almışlardı ama mal kıymetli olduğundan veremediler.
Para yerine silah ve
arabozucu ajanlar gönderdiler.
Hani iki sene önce
Türkiyeye Sen üç milyon mülteciyi sıkı tut, bize gönderme, biz de size üç
milyar Euro verelim dedikleri halde aradan iki sene geçmesine rağmen
veremediler.
Afrikayı gidip
görmedim. Eski kitaplarda bol ormanlarından, aslanlarından, fillerinden, neşeli
şen ve şakrak insanlarından haber verirler.
Bir sincabın yere
inmeden Afrikayı daldan dala atlayarak geçebileceğinden haber verirlerken bu
günlerde Afrika manzaralarını televizyon ekranlarından,
Ot bitmeyen kırlar,
Yağmursuzluktan çatlayan
topraklar,
Kapitalizm canavarının
geçtiği her yerde ayak izleri olarak bıraktığı ölmüş hayvan kafaları, eti
kemiğine yapışmış kara kuru insan manzaralarıdır.
Amerikalı insan
tacirleri, Afrikanın hür insanlarını zorla köle edip, zincirlere bağlayarak
Amerikaya götürüp topraklarını işletirler imiş. Kendi filmlerinden izledik.
Gemide hastalanan ve
ölenleri denize attıklarından, balıklar da bunu bildiklerinden gemileri takip
ederler imiş.
Ama şimdilerde öyle
değil.
Malı çalınanların
çocukları kendi paralarıyla kaçak yollardan o ülkelere geçerek babasının zorla
çalıştırıldığı işe gönüllü girebilmek için denizleri aşıyor veya denizlerde
boğuluyor.
Sekiz zengin ülke ve
Avrupa Birliği üyeleri bu ölümüne yolculuk yapan insanların gelişinden endişeye
kapılıyor.
Avrupa Birliği ülkeleri
gelişi engelleyelim fikrini ileri sürerken
sekiz zenginler Babalarından çaldığımız mallarla torunlarını evlerinde
besleyelim de ülkemize gelmesinler diye planlar hazırlıyorlar.
Engellemeleri mümkin
değildir.
Milyonlarca insan,
Dünyanın servetlerinin bir avuç insanın elinde toplandığını öğrendi, hırsızın
adresini aldı ve ölümüne bir yolculuğa çıktı. Bu gidişi engelleyecek güç henüz
bulunmuş değildir.
Amerika yerlilerine
renkli cam kırıkları vererek yerlilerin ellerindeki altınları alanlar, sonra da
25 milyon Kızılderiliyi yok edenler hala aynı yollarla servet toplamaya devam
ediyorlar.
Gelişmekte olan
ülkelerin arasına düşmanlık tohumları atıveriyorlar, sonra silah karşılığında
ülkeyi sömürüyorlar.
Ruandada Tutsiler
size karşı harp hazırlığındalar size
silah verelim diyerek bir sandık silah karşılığında Hutsilerin milyarlarca
dolar değerindeki madenlerini götürenler, bir milyon insanın ölümüne sebep
olanlar bu serveti haklı yoldan kazanmış sayılmazlar.
Güney Korede halk,
Amerikan askerlerine karşı direniş gösterince hemen Kuzey Kore deniz
kuvvetlerinden bir silah patlıyor ve dört Güney Korelinin ölümüne sebep oluyor
ve Amerika kendi varlık sebebinin değerini anlatıveriyor.
Afganistan, Filistin,
Irak, Suriye, Yemende kanın durmaması için uzmanları gece-gündüz çalışıyor.
Ne oldu şimdi?
Eskiden Türkiyeye bol Amerikalı
turist gelirdi.
Şimdilerde ülke dışına
çıkamaz oldular.
Gidilmeyecek ülkeleri
ilan ettikleri gibi gittikleri ülkelerde hangi meyhaneye gidip gitmeyeceklerini
açıklar elçilikleri.
Tilki tavuğu çalıp
yedikten sonra kaçarken hep ardına bakarak kaçarmış.
Sebebini sorduklarında Düşmanım
çok dermiş.