ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KÜSMEYİN, SUSUN VEYA ÜÇ GÜNLÜĞÜNE KÜSÜN


    KÜSMEYİN, SUSUN VEYA ÜÇ GÜNLÜĞÜNE KÜSÜN

    Bir oğlan bir kızı istese ve vermeseler, o iki aile birbirine düşman olurlar.

    Karı-koca boşansalar, o iki aile de birbirlerine düşman olurlar.

    Yalnız o iki aile değil o iki aileden biriyle sıkı-fıkı olanlar da düşmanlar arasına katılırlar.

    “Efendim cehalettendir cehaletten” denebilir.

    Aynı ilden ama ayrı partilerden Milletvekili seçilenlerin mecliste kol kola gezdiğini gören olmamıştır.

    Karşı partiden değil, aynı partiden olupta seçilenler ile seçilemeyenler arasındaki küslükler de bildik olaylardandır.

    Güneydoğudaki kan davaları, aşiret kavgaları…

    Batıda mafya çatışmaları, iki  ataraftan birini destekleyenlerin birbirlerine karşı davranışları..

    Bütün bunlar cahiliyye adetidir.

    Cahiliyye kelimesi Kur’an ve Sünnette okuma yazma bilmeyen anlamına değildir.

    Adam, sahasında Profesör olur, üç dil bilir ama cahillikten kurtulamaz.

    Yanlış yapan ashabına sevgili peygamberimizin “Sende cahiliyye damarı vardır” demesi bunu gösterir.

    Ashabı Kiramdan boşananlar olmuştur ama ayrılan eşler arasında İslam kardeşliği devam etmiş ve küsmemişlerdir.

    Hatta boşandığı kadının evlenmesinde yardımda bulunanlar olmuştur.

    Bu günlerde çok dikkatli olunuz.

    Günlük haberler ve olaylar nedeniyle evler ve aileler içinde kavgaların gırla gittiği günlerdir.

    Baba, oğul, ana, kız, torun, dede ayrı havalardan çalmaya başladığında en kestirme yol susmaktır ve kimseye küsmemektir.

    Sevgili peygamberimiz:

    حَدَّثَنِي أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ ، رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ : لاََ تَبَاغَضُوا ، وَلاَ تَحَاسَدُوا ، وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللهِ إِخْوَانًا ، وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ.

    “Birbirinize buğz etmeyiniz, haset yapmayınız, sırt dönmeyiniz, ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslümanın kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir” buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Edeb, bab 57, Müslim, Sahih, K. Birr, sıle ve adab, bab 8)

    12 Eylül darbesi olduğu yıllarda İstanbul’da asistanlara haftada bir sohbet yaparken  Sakarya’daki Akademide asistan olanlara da sohbet için gidip geliyordum.

    O günlerde Necip Fazıl Kısakürek Merhum ile Necmeddin Erbakan merhumun da arası açıktı.

    Necip Fazıl merhum sekiz kadar Rapor kitap yayınlamıştı.

    Necmeddin Erbakan merhum ona karşı ağzını açmamıştı.

    Asistanların arası açılmıştı.

    O zaman Ayet ve hadisleri açıklarken, Erbakan merhumun sözlerinden, Necip Fazıl merhumun şiirlerinden örnekler vererek “Barışın” demeden barıştırmayı sağlamıştım.

    Benim yukarılara gücüm yetmez.

    Ama ayağı toprağa basanlara, aynı evde, köyde, şehirde, okulda, kışlada, karakolda, fabrikada….yaşayanlar, siz, arkadaşlarınızla, akrabalarınızla tartışmaya girmeyin.

    Tepki vermek zorunda kalırsanız Nazım Hikmet’in ifadesiyle sevdiğinizi aktarmak için de küsebilirsiniz ama sevgili peygamberimizin ifadesiyle ancak üç günlüğüne küsebilirsiniz.

    Nazım Hikmet:

    “Küsmek nedir bilir misin?

    Küsmek dürüstlüktür... 

    Çocukçadır ve ondan dolayı Saftır.

    Yalansızdır.

    Küsmek; Seni Seviyorumdur 

    Vazgeçememektir.

    Beni anlatır Küsmek

    Kızdım ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur

    Küsmek; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir 

    Küsmek; sevdiğini söyle demektir

      Hadi anla demektir 

    Küsmek; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır 

    Yani, diyeceğim o ki :

    Ben Sana Küstüm!” diyor.