ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KABİLLERİN ARKASINDA KİM VAR


     KABİLLERİN ARKASINDA KİM VAR

    Kabil isimli bir adam, kendi kardeşi olan Habil’i öldürür. Bu sıradan bir cinayet değil.

    Hani Amerikan devlet başkanı Kennedy’nin öldürülüşü gibi, Bayan Gandi’nin öldürülüşü gibi değil, daha da önemli bir cinayet.

    Çünkü bu genç dünyamızda işlenen ilk cinayetti.

    Öldürülenin de öldürenin de babası aynı idi.

    Ve o baba, bütün insanlığın babası, ilk peygamberi ve yöneticisi idi.

    Onun için bütün cinayetlerden daha önemli idi ki Rabbimiz Kur’anın da onun haberini bize şöyle bildirir:

    وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آَدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْآَخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللَّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ

    “Onlara, Adem'in iki oğlu­nun gerçek haberini oku. Hani ikisi de Allah'a kur­ban sunmuş­lardı, birin­den kabul edilmiş, diğe­rinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilme­yen (Kabil) "Seni muhakkak öldü­re­ceğim" deyince, Kardeşi (Habil) "Allah ancak sakınanlardan kabul eder.

    لَئِنْ بَسَطْتَ إِلَيَّ يَدَكَ لِتَقْتُلَنِي مَا أَنَا بِبَاسِطٍ يَدِيَ إِلَيْكَ لِأَقْتُلَكَ إِنِّي أَخَافُ اللَّهَ رَبَّ الْعَالَمِينَ

    Eğer sen, beni öldürmek için elini uzatırsan, ben seni öl­dürmek için elimi uzatmayaca­ğım. Ben âlemlerin Rabbi Al­lah’tan korkarım.

    إِنِّي أُرِيدُ أَنْ تَبُوءَ بِإِثْمِي وَإِثْمِكَ فَتَكُونَ مِنْ أَصْحَابِ النَّارِ وَذَلِكَ جَزَاءُ الظَّالِمِينَ

    Dilerim hem benim günahımı, hem kendi gü­nahını yüklenir ce­hen­nem hal­kından olursun. Za­limlerin cezası işte budur." dedi.

    فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ أَخِيهِ فَقَتَلَهُ فَأَصْبَحَ مِنَ الْخَاسِرِينَ

    Nefsi ona kardeşini öldürmeyi teşvik etti. O’nu öldürdü de zarara uğ­rayan­lardan oldu.

    فَبَعَثَ اللَّهُ غُرَابًا يَبْحَثُ فِي الْأَرْضِ لِيُرِيَهُ كَيْفَ يُوَارِي سَوْأَةَ أَخِيهِ قَالَ يَا وَيْلَتَا أَعَجَزْتُ أَنْ أَكُونَ مِثْلَ هَذَا الْغُرَابِ فَأُوَارِيَ سَوْأَةَ أَخِي فَأَصْبَحَ مِنَ النَّادِمِينَ

    Kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göster­mek üzere, Allah toprağı eşe­leyen bir karga gön­derdi. "Yazıklar olsun bana, kardeşi­min cesedini gömme konu­sunda şu karga kadar olmak­tan aciz mi kaldım" dedi ve piş­man olanlardan oldu.” (Maide süresi ayet 5/27-31)

    Şimdi bu olayı birkaç tane Strateji uzmanıyla tartışmaya açsak, bu olayın arkasında muhakkak CIA vardır. İngiltere olayın tam ortasındadır. KGB’nin bilgisi dahilinde işlenmiştir….

    At atabildiğin kadar.

    Suçu hep başkasına atma hastalığımız bizim burnumuzu beladan dışarı çıkartmamaya devam eder.

    Onu da nefsimiz fısıldar. Çünkü asıl düşmanımızın nefsimiz ve şeytanımız olduğunu bize unutturur.

    Halbuki bu ayetlerde Rabbimiz:

    فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ أَخِيهِ

    “Nefsi ona kardeşini öldürmeyi teşvik etti.” Diyerek Kabil’in kendi nefsine boyun eğdiğini ve cinayeti işlediğini haber verir.

    Biz bu öz eleştiriyi unutuyoruz veya aklımıza getirmemeye çalışarak kabaran nefsimizin balonuna iğne batırmaktan korkuyoruz.

    Nefsimizden sonra ikinci derecede düşmanımız Şeytandır.

    Bizimle birlikte cennetten çıkarılmıştır.

    Nefsimize ne yapacağını fısıldayan odur.

    Rabbimiz bunu da şöyle haber verir:

    قَالَ اهْبِطَا مِنْهَا جَمِيعًا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَ)

    "İkiniz oradan (Cennetten) birlikte inin. Siz, (insanla-şey­tan) birbiri­nize düşmansınız. Size ben­den bir hidâyet geldiğinde kim be­nim hidâye­time uyarsa sapıtmaz ve sıkıntıya düşmez."” Ta-Ha süresi ayet 20/123)

    Evimizde, mahallemizde, şehrimizde, ülkemizde olan olaylarda önce kendimizi sorgulayarak etrafa bakalım.

    Sonra doğru yolun ne olduğunu, bizi bu dünyaya getirip geri götüren Allah’ımızın indirdiği dine göre hayat yolumuzu çizelim.