ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KAFİRİN BURNU SÜRTÜLMEDEN SAVAŞ BİTMEZ


    KAFİRİN BURNU SÜRTÜLMEDEN SAVAŞ BİTMEZ

    09/03/2022

    Mahmut Toptaş

    Ukrayna-Rus üzerinden sürdürülen dünya savaşı ne olacak?

    Bağdat, Şam, Kahire, Tunus, Cezayir, Doğu Türkistan, Çeçenistan, Myanmar, Arakan…. Gibi yerlerin her hangi birinde  öldürülen Müslüman sayısı, Ukrayna’da, iki taraftan öldürülenden daha fazla.

    Yalnız Irak’ta Amerika’nın bir haftada öldürdüğü insan sayısı Putin’in öldüreceklerinden de fazla.

    Hangisi haklı hangisi haksız, ayırt etmek mümkin değil.

    Hakla, batılın karmakarışık olduğu bir hayatı yaşıyoruz.

    Rabbimiz, bizi İsrail oğulları üzerinden uyarıyor:

     وَلَا تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ

    “Hakkı batıla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.

     وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآَتُوا الزَّكَاةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِعِينَ

    Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve ruku' edenlerle beraber ruku' edin.” (Bakara süresi ayet 2/42-43)

    Namaz kılanlarla, zekat verenlerle birlikte, yalnız Allaha ruku/eğilenlerle beraber olmaya, aynı kitabı Kur’anı okumaya, aynı Rasülü örnek almaya, ahlakımızı güzelleştirmeye ve maddi varlıklarımızı yardımlaşmayla birbirimizi desteklemeye çalışalım.

    Kafirin havalı burnu sürtülmeden yeryüzünde ifsat hareketi durmaz.

    Rabbimiz haber verir:

    وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِي الْأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ

    “O işbaşına geçtiği zaman, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekini ve nesli yok etmeye koşar. Allah bozgunculuk yapanı sevmez.” (Bakara süresi ayet 2/205)

    Allah Rasulu’nün (s.a.s) devrinde de böyle olmuştur, böyle olmaya da devam edecektir. Ateş yakacak, su söndürecek. Bazı kardeşlerimiz iyi niyetli olarak şöyle derler:

    “Bu asır, küfrün en azgın olduğu devir. Küfrü temsil edenlerin de madde üstünlüğü

    Müslümanları ümitsizliğe düşürmekte. Bu günün Ebu Cehil ve Ebu Lehep’lerinin ellerine asrı saadetin Ebu Cehil ve Ebu Lehep’leri su dökemez. Bu günün irtidadı Ebu Bekir (r.a) devrinin irtidadından daha şiddetli, bu günün münafığı asrı saadetin münafığından daha tehlikelidir.

    İçimizde de bir Allah Rasülü yoktur ki, Ebu Cehil’e galip gelsin, bir Ebu Bekir yoktur ki irtidat olayını bastırsın.

    Bir Abdullah İbni Übey yoktur ki münafığı şehrimize katmasın. Onlar olmadığına göre bizde bu davayı savunamayız. Ancak kendimizle meşgul olabiliriz.”

    Bu fikir tümüyle yanlıştır ve sapıkçadır. Bir düşman ki Hz. Hamza’nın ciğerini ağzında çiğneyecek kadar vahşidir;

    Bir düşman ki Allah Rasülü secdede iken boynuna deve bağırsağı atacak kadar alçaktır;

    Bir münafık ki, Allah Rasulü’nün hanımı, müminlerin annesi Hz. Aişe‘ye (r.anha) iftira edecek kadar yüzsüzdür. Hangi asırda Müslümanlara böylesine bir işkence edilmiş?

    Allah Rasulü, sabrın sembolüdür. Bunun için de en büyük meşakkatlere eziyetlere sarsılmadan ümitsizliğe düşmeden tahammül etmiş, tebliğatına devam etmiştir.

    Rabbimiz buyurur:

    لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآَخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا

    “And olsun!, Allah'ı ve âhireti uman ve Allah'ı çokca zikreden sizler için, Allah'ın Rasülü'nde en güzel örnek vardır.” (Ahzab süresi ayet 33/21)

    İnsanlık 19. asırdan bu yana O’nun örnek olduğu şeyleri yeni yeni kavrayabilmekte. Bundan1400 sene evvel Mekke’de Veda Haccı’nda yüz kırk bin sahabiye irad edilen hutbede şöyle buyurmuştur:

     عَنْ أَبِي نَضْرَةَ ، حَدَّثَنِي مَنْ سَمِعَ خُطْبَةَ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي وَسَطِ أَيَّامِ التَّشْرِيقِ فَقَالَ : يَا أَيُّهَا النَّاسُ ، أَلاَ إِنَّ رَبَّكُمْ وَاحِدٌ ، وَإِنَّ أَبَاكُمْ وَاحِدٌ ، أَلاَ لاَ فَضْلَ لِعَرَبِيٍّ عَلَى عَجَمِيٍّ ، وَلاَ لِعَجَمِيٍّ عَلَى عَرَبِيٍّ ، وَلاَ أَحْمَرَ عَلَى أَسْوَدَ ، وَلاَ أَسْوَدَ عَلَى أَحْمَرَ ، إِلاَّ بِالتَّقْوَى

    “Ey insanlar, dikkat ediniz, Rabbiniz birdir. Babanız (Adem) de birdir. Yine dikkat ediniz, Arabın, Arap olmayana üstünlüğü olmadığı gibi, Arap olmayanın da Araba üstünlüğü yoktur. Kızılderilinin siyaha, siyahın kızılderiliye üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva (Allah’ın kriterlerine uyma) iledir.(Ahmet, Müsned, Ebu Nadra Hadisi)

    Allah kanununun bir maddesinde de

    يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَأُنْثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ

    “Ey insanlar, biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Tanışasınız diye sizi milletler ve kabileler halinde kıldık. Şüphesiz Allah katında en değerli olanınız, takvada en ileri olanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat süresi ayet 49/13)

    buyurulmuştur.

    Bu anlamdaki ayet-i kerime ve hadis-i şerirflerin hükümleri,

    sözde kalmamış fiilen tatbik edilmiştir.

    Asr-ı saadette bir kölenin Üsame Bin Zeyd’ın, ordu kumandanı olduğunu, bir diğerinin vilayete kadı (hakim) olduğunu, bir diğerinin maliyeci, bir başkasının devlet başkanı, bir diğerinin Allah Rasulü’nün katibi olduğunu görmekteyiz.

    Türkiye’de Aralık 2018 araştırmasına göre 113 050 (yüz on üç bin elli) Müslümanımızın adı, gönlü kardan beyaz, baldan tatlı, Bilal'i Habeşi (a.r.) in adını almış.

    Kaç tane beyaz Amerikalı, zenci bir insanın adını almıştır.

    Yıl 20022.

    İnsanlık, İslam’a hasret yaşıyor.

    İslam’ı tebliğ ve temsil edemiyorsak, bari İslam’la insan arasına engel olmaktan çıkalım.