ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KARABORSACILAR MADRABAZLAR


    KARABORSACILAR MADRABAZLAR

    22/11/2018/Prşmb/Milligazete

    İyi ki bize hayat veren Rabbimize imanımız var.

    İyi ki bizi öldüren Rabbimiz var. Yaşı yüz yıllık olanlar için “Bi kurtuluverseydi, çok çekti” derler. Ya bin yıl yaşasaydı, bir milyon yıllık yaşlılar aramızda dolaşsaydı, burun buruna durur ve yeryüzünde oturacak yer bulunmazdı.

    İyi ki rengarenk meyveler, sebzeler, çiçekler yaratan Rabbe imanımız var.

    İyi ki çiçekleri solduruyor, yenilerini teri taze getiriyor.

    İyi ki olgunlaşan meyve, sebze ve etlere bozulma, çürüme özelliği vermiş Rabbimiz.

    Ya bozulma ve çürüme olmasaydı, yeni cenaze defnedecek yer kalmamış olurdu.

    Kapitalist karaborsacılar buzhane masrafı da olmadığından bütün yiyecek ve içecekleri depolara yığar ve altın fiyatından satmaya başlarlardı.

    İnsanların ve hayvanların gıdasını temin eden, ucuza satıp sürümden kazanan, kimseyi aldatmayan, dürüst ticaret adamları için sevgili peygamberimiz:

    عَنْ أَبِي سَعِيدٍ ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : التَّاجِرُ الصَّدُوقُ الأَمِينُ مَعَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ.

    “Dürüst ve güvenilen tacir, (ahirette) peygamberler, Sıddıklar ve şehitlerle beraberdir” buyurmuş. (Tirmizi, Sünen, K. Ticarat, bab 4, Hakim, Müstedrek, K. Büyu)

    Bu özelliklere sahip bir Müslüman tacir, makamların en yücesini kazanmaya çalışmalıdır.

    “Şimdilik heladan, haramdan kazanalım yaşlanınca tevbe ederiz” mantığıyla haramlara dalnalar aniden, tevbe zaman bulamadan gidiveriyorlar ahirete.

    Sevgili peygamberimiz Karaborsacı için:

    عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله عَليْهِ وسَلَّمَ : الْجَالِبُ مَرْزُوقٌ ، وَالْمُحْتَكِرُ مَلْعُونٌ

    “Mal getirenler rızk elde ederler, ihtikar/karaborsacılık yapanlar mel’undurlar” buyurmuş. (İbni Mace, Sünen, Ebvab’ül Ticarat, bab 6)

    Hazreti Ömer döneminde malı pahalıya satan iki tane adamı çağırtmış ve neden böyle yaptıklarını sormuş.

    İkisi de birden “Biz malımızla alıp satıyoruz” demişler.

    Yani haram bir şey yapmıyoruz demeye getirmişler.

    Hazreti Ömer de onlara:

    سَمِعْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : مَنِ احْتَكَرَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ طَعَامَهُمْ ، ضَرَبَهُ اللَّهُ بِالإفْلاسِ أَوْ بِجُذَام

    “Allah’ın rasülünden duydum: “Kim Müslümanların yiyeceklerinde karaborsacılık yaparsa Allah onu iflasla döver veya Cüzzam hastalığıyla döver” buyurdu” (Ahmet, Müsned, Ferruh hadisi)

    İnsan veya hayvanların gıdasını pahalanınca satarım diyerek depolayanlara yetkili makamların müdahalesini kkurallara bağlayan ehli sünnet alimleri bazı farklılıklarla müdahalenin yapılmasında ittifak etmişler ve gıdanın piyasaya sürülmesini kurallara bağlamışlar.

    Rabbimiz:

    وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَى وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

    “……iyilik ve takvada yardımlaşı­nız, günah ve düşmanlıkta yar­dımlaşmayınız. Allah’tan sakının, Allah'ın cezası şiddetlidir.” Buyurur. (Maide süresi ayet 5/2)

    Bir çok makalem ve konuşmalarımda ifade ettiğim gibi, İslamın ceza yasası maddeleri, dünyanın en az yasasıdır.

    Çünkü Kur’an’ın ayetleri önce toplumun eğitimine ağırlık vermiş ve on üç yıl sonra ceza yasasıyla ilgili ayetler nazil olmuş.

    En tehlikeli madrabazlık, en kalleş karaborsacılık, hakkı gizlemek ve günümüz dünyasında İslamı, kapitalistliği, komünistliği birbirine sarıp hak ile batılı birbirine karıştırıp insanları kandırmak olduğunu Rabbimiz:

     وَلَا تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ

    “Hakkı batıla ka­rıştırıp da bile bile hakkı giz­leme­yin.” (Bakara süresi ayet 2/42)

    إِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَا أَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدَى مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِ أُولَئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللَّهُ وَيَلْعَنُهُمُ اللَّاعِنُونَ

    “Biz kitapta insanlara apaçık bildirdikten sonra, indirdiğimiz açık de­lilleri ve doğruyu giz­le­yenlere hem Allah la'net eder ve hem de la'net ede­bilenler eder.” (Bakara süresi ayet 2/42)

    İmanla kalbi süslenen bir Müslüman, Allah’ın azabını çekecek, işlerden, ayetlerini para karşılığında ekranlarda satmaktan, hak ile batılı karıştırma eylemlerinden uzak durur ve hiç bir zaman ve mekanda Mel’un olmak istemez.