ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KATİLİN CEBİNE PARA KOY


    1992 yılında İstanbul’da kurulan 500 üncü yıl vakfı, Avrupalı Yahudilerin katliamdan kurtulmak için Osmanlıya sığındığı 1492 yılının beş yüzüncü yılı münasebetiyle kurulmuştu.

    Hıristiyan Avrupalıdan kaçanların sığınağı Müslüman Türklerdi.

    Son katliamda üç veya beş milyon Yahudi fırınlarda yakılırken Türk Büyükelçileri yine yardım elini uzatmış ve elinden geldiği kadar kurtarmaya çalışmış.

    11 Ocak 2010 günü İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon’ın Türk Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a yaptığı terbiyesizlik bizim iyilik damarımızı kurutamaz, müsafirperverliğimizi köreltemez.

    Gençler ava çıkarlar ve bir sırtlanın izini sürerler.

    Sırtlan bir eve sığınınca ev sahibi kılıcını alır ve avcılara ”Bu sırtlan benim eve sığınmıştır. Çekilin gidin” der.

    Ev sahibi zayıf kalan bu sırtlana sabah, öğle ve akşamları süt vererek besler.

    Sırtlan kuvvetlenince ev sahibine saldırır ve onu parçalayıp kanını emer.

    (Beyhaki, Şuab-ül İman 7/453 hadis 10966, Şerişi, Şerhu makamtı Hariri, 23 ncü makame.)

    Bu olaydan sonra yaralı bir domuz, o karnı parçalanan insanın çocuklarına sığınsa yine de iyilik ölmesin diye onu tedavi ederler ama dikkatli olurlar.

    “İyiliğe karşı iyilik her kişinin işidir, kötülüğe karşı iyilik er kişinin işidir”

    Rabbimiz buyurur: “İyilikle kötülük denk değildir. Kötülüğü en güzel olanla gider. O zaman birde bakmışsın ki seninle arsında düşmanlık olan kişi sanki sıcacık bir dost oluvermiş.” (K.Kerim Fussilet 34) Bu ayetin tefsirini “Şifa tefsiri 7/24” inden bir okuyuverin.

    Peygamber efendimiz, “Layık olana da olmayana da iyilik yap. İyilik, layık olana isabet ederse o zaten layıktı. Eğer layık olmayana iyilik isabet ederse o zaman sen, iyilik yapmaya layık bir insansın” buyurmuş. (Şihab, Müsned 1/436, hadis no 747)

    İyiliğimize devam etmek demek, zalimin zulmüne destek vermek anlamına gelmez.

    Hatta zalimin zulmeden elini tutmak ve engellemek zalime ve mazluma yardım etmek demektir.

    Gazze’deki mazlum Müslümanlara yapılan on milyoncuk yardımı dünyanın gözüne sokarcasına ilan edilirken İsrail’den alınan Heron uçakları nedeniyle ödenen yüz yirmi milyon dolar hiç konuşulmamakta.

    Bir tarafta Dışişleri Bakanlığı Büyükelçisi aşağılanmak için en kötü ve alçak koltuğa oturtuldu diye protestolarını Türk halkına yönelik olarak yaparken öbür tarafta Savunma Bakanlığı uzmanları 120 milyon dolar hatırına en lüks salonlarda ağırlanıyorlar.

    Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül’ün ifadesi ile geçen hafta “Kabul heyeti” İsrail’e gitti ve hiçbir sorun yaşanmadı.

    Tarafında olduğumuzu ilan ettiğimiz Gazze’ye 10 milyon, Zalim diye ilan ettiğimiz İsrail’e 120 milyon dolar veriyor ve sonra gördüğümüz kötü muamele nedeniyle şaşırıyoruz.

    “Ama hocam, İsrail’den insansız uçak alıyormuşuz. Para, yardım parası değil” demeyin.

    Uzmanlarının yazdıklarını okuyun. Uzmanlar, Heron’lardan daha sağlam, daha kabiliyetli ve de kontrolü bizim elimizde olan uçakları bu fiyatın yarısına alabileceğimizi söylüyorlar.

    Katilin cebine kurşun parası koyduktan sonra maktulün cenazesinde gözyaşı dökene kimse inanmaz.