ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KEFENE HACİZ KOYDURAN KÜLTÜR


     KEFENE HACİZ KOYDURAN KÜLTÜR

    15/02/2018

    Allah’a iman etmeyenden alim/bilgin olmaz.

    A, B, C yi öğrenmiş, üniversite bitirmiş bazı insanlar görüyoruz ki ölenin kefenine haciz koyuyor, alacağını yoğun bakımımdaki adamdan alabilmek için kapıda bekliyor.

    Allah’a iman eden, mülkün ona ait olduğuna, bu dünyanın geçiciliğine, bu dünyada yaptıklarımızın karşılığını iyi veya kötü olarak göreceğimize inananlar ise alim olsa da, okuma yazma bilmese de irfan sahibi olmaları nedeniyle adam gibi adam olarak yaşarlar.    

    İlim ve irfandan nasibi olamayan bazıları, ahır sekisinde otururken, alavere ve dalavereyle villaya yerleşmiş, şömineyi ocak zannetmiş, ısınmak için gaz parası vermemek uğruna, sanat eseri işlemeli ahşabı, şöminede yakmış sonradan görmeler, hem tavanı hem tabanı kirletirler.

    Bunlar, dağda iken ölmüş eşeğin nalını ve mıhını sökerler, şehre gelince alacaklı olduğu insan ölüverirse diye ağzındaki altın dişine haciz koydurmaya kalkarlar.

    Bu gökgörmedikler, doktor olsalar, Ziya Paşa’nın, Bülbül, güle olan hasretiyle yanıp yakılarak, feryadü figan koparırken gülün güldüğü gibi, hasta ölüm döşeğinde veya yoğun bakımda iken doktorun “paramı verin, paramı verin, ölürse kim verecek?”  diyen doktoru anlatan:

    “Güller güler, figanla geçer ömr-i andelib

    Bimar ihtizarda ücret diler tabib” şiirinde dediği gibi biri can derdinde öbürü mal derdinde.

    Baba ve anasının cenazesi kalkmadan değil, hasta yoğun bakımda iken mal kavgası yapan kadın ve erkekler.

    Kendi anasına, babasına, kardeşine bile cimrilik, kıskançlık yapan bu tür adamlar, Şair Nabi’nin ifadesiyle:

    “Dîde-i mûr kadar dest-i leîmân vâsi” alçakların, ellerinin açıklığı, cömertliği ancak karınca gözü kadardır. Der.

    Cimrilikten, kabalıktan, hödüklükten, vurdum duymazlıktan zevk alan, kendisine fayda sağlayan hiçbir şeyden utanç duymayan adamlar için Rabbimiz:

    وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آَتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَهُمْ بَلْ هُوَ شَرٌّ لَهُمْ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُوا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ

    “Cimrilik yapanlar, Allah'ın fazlu kereminden verdiğini ken­dileri için hayır sanmasınlar. Bilakis onlara bu şerdir. Kıyamet günü o cimrilik yaptıkları şeyle zincire vurulacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Al-i Imran süresi ayet 3/180)

    Cimri adama Allah mal vermiş, mal üstüne mal yığmış, cimri adam zannetmesin ki bu kendisi için daha hayırlıdır.

    Rabbim diyor ki, “Hayır, o kendisi için daha şerlidir.” Nasıl şerli olur. O cimrilik yaptığı şeyler onun boynuna ateşten gerdanlık gibi dolanır. Yani dünyada cimrilik yaptığı kazanıp dağıtmadığı mallar onun boynunda bir yük olarak mahşer günün­de gelir ve Cehennem’ de de ona ateş olurlar.

    Rabbimiz

     وَمَنْ يَبْخَلْ فَإِنَّمَا يَبْخَلُ عَنْ نَفْسِهِ

    “…Kim cimrilik yaparsa kendine cimri­lik yap­mış olur….” (Muhammed süresi ayet 47/38) buyurur.

    Cimri adam akşam olunca mum yakmadan yatarmış. Bir gün misafir gelmiş, akşam olup ev kararınca mumu yakmış. Mumdan bir damla dü­şermiş adamın gözünden iki damla düşermiş. İşte bunlar bu dünyada azap çekiyorlar.

    Dünyada meyve vermeyen, çiçek açmayan, gölgesi olmayan ağacı kesip ateşte yakarlar.

    Vermeyen insanda, kendi ateşini kendisi toplar gider.

    Cimriye “canını mı malını mı?” demişler önce canımı alın demiş.

    Cimriye “yiğit insanı tarif et” demişler O “yiğit kıtlık yıllarında kadın­ların açlıktan çocuk düşürdüğü, çocukların feryadının arşa çıktığı bir za­manda yüreği titremeyen insandır” diyerek kendisini tarif etmiş.

    Allah cimrilikten bizi korusun cömertlerden eylesin.