ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KOŞARAK GELEN BİR ADAM BAĞIRIYOR 16/11/2021/Salı/Milligazete


     KOŞARAK GELEN BİR ADAM BAĞIRIYOR

    16/11/2021/Salı/Milligazete

    Şehrin meydanını arenaya çevirmişler, doğru söyleyen üç yiğidi, kralın ve halkın gözleri önünde işkence ederek öldürecekler.

    Kimseden çıt çıkmıyor.

    Romalıların sinema seyretmek için köleleri ölümüne dövüştürdükleri arenada, bazen de filmi renklendirmek için köleyle Arslan’ı kapıştırdıkları gibi, üç yiğidin işkenceyle öldürülmelerini de eğlenceye çevirmişler ve şehrin meydanında halkın ve kralın gözleri önünde öldürme hazırlıkları başlamış.

    Herkes yerini almış, kana susamış çakallar gibi bakıyorlar o üç yiğide.

    Derken yanan bir yürekten gelen bir ses avaz avaz bağıran adama yönelir gözler.

    O adı verilmeyen yiğit, arkasında adam olup olmadığına bakmadan ki, hiçbir adam da yok ,ken krala ve onun yardakçılarına ve de onları alkışlayanlara şöyle bağırdığını Rabbimiz haber veriyor:

    وَجَاءَ مِنْ أَقْصَى الْمَدِينَةِ رَجُلٌ يَسْعَى قَالَ يَا قَوْمِ اتَّبِعُوا الْمُرْسَلِينَ

    “Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi ve "Ey kavmim, bu elçilere uyun" dedi.

    اتَّبِعُوا مَنْ لَا يَسْأَلُكُمْ أَجْرًا وَهُمْ مُهْتَدُونَ

    "Sizden hiç bir ücret istemeyenlere uyun, onlar hidâyete ermiş kim­selerdir."

    وَمَا لِيَ لَا أَعْبُدُ الَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

    "Ben, beni yaratana niçin ibadet etmeyeyim? Siz hepiniz O’na dön­dürüle­cek­siniz.”

    أَأَتَّخِذُ مِنْ دُونِهِ آَلِهَةً إِنْ يُرِدْنِ الرَّحْمَنُ بِضُرٍّ لَا تُغْنِ عَنِّي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا وَلَا يُنْقِذُونِ

    "Ben hiç O’ndan başka ilahlar edinir miyim? Eğer O Rah­mân bana bir zarar yapmak dilerse, onların şefaati bana hiçbir şeyde fayda vermez. Beni kurtaramaz­lar da."

    إِنِّي إِذًا لَفِي ضَلَالٍ مُبِينٍ

    "O vakit ben apaçık bir sapıklık içinde olu­rum."  

    إِنِّي آَمَنْتُ بِرَبِّكُمْ فَاسْمَعُونِ

    "Şüphesiz ben Rabbinize iman ettim. Bunu benden duyun."

    قِيلَ ادْخُلِ الْجَنَّةَ قَالَ يَا لَيْتَ قَوْمِي يَعْلَمُونَ

    بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ الْمُكْرَمِينَ

    “Ona, "Gir Cennete" denildi. O da; "Keşke kavmim Rabbimin beni af­vettiğini ve beni Cennette ikram olunanlardan kıldığını bil­seydi" dedi.” (Yasin süresi ayet 36/20-26)

    Yasin süresini her okuyuşumuzdan sonra kalkıp toplum içine çıkarken,

    “İnkar hareketlerine, yapılan yanlışlara, adaletsizliklere, sessiz kalmayacağım.

    Bir tek ben olsam da doğruyu sesim çıktığınca söyleyeceğim.

    Bunu yaparken yapanlara hakaret etmeden, yapılan yanlışa dikkat çektikten sonra doğrusunu söyleyeceğim.

    Ve bunun karşılığında ücret, alkış, makam, unvan, rütbe…beklemeyeceğim.

    Ve Allah için yapacağım” demeli.

    Tanıdıklarımın, umutla iş yapacağına inandıklarımın, yazdıkları ve söylediklerinden anladığım kadarıyla, olup bitenler üzerine övgü veya sövgü yapıyorlar.

    Hani doksan dakika maç seyrettikten sonra, beş saat de seyrettiği maçın kritiğini yapanları dinleyenlerden farkımız kalmamış.

    İki politikacı atışıyorlar, arkasından aynı atışmayı kendileri de gazete veya televizyondan öğrendikten sonra da gece yarısına kadar dört kişinin değerlendirmelerini televizyondan seyredenler gibiyiz.

    Sonra da mahallenin hocasına soruyor, “Hocam sabah namazına kalkma duası var mı?”

    Hoca cevap veriyor, “Çocuğunu sabahleyin kolej imtihanına götürecekmiş gibi erkenden yatarsan” kalkarsın”

    Bir şeyler katlediliyor. Seyirci, şakşakçı olmamaya dikkat edelim ve gönüllerde dik durmaya çalışalım.

    Devamı yarın.

    Not: Ya-Sin süresindeki bu ayetleri, “Şifa Tefsiri” nden bir okuyuverin. Cantaş Yayınevi tel: 0530 258 60 58