KONUMUZ MISIR
Konumuz Mısır ama örneğimiz ne Türkiye ne Amerika ne de Avrupa.
Amerika ve Avrupayı biliyoruz.
En batı yanlılarımızın genleri, batının insanlık anlayışına aykırıdır.
Gönlünden İslamı silse bile hayatından ve hayat anlayışından silememektedir.
O, bilmediği İslamın sosyal hayatımızın genlerine vurduğu damganın etkisi altındadır.
Herkes kendi hayatını yaşar. Dünyaya bir daha mı geleceğiz? Dileyen dilediği gibi yaşasın diyenlerimizin bile eğer eşi geceyi bir başkasının koynunda geçirirse sinir krizleri geçirir.
Bilinmeyen bir sevgilisinin koynunda ölen bir erkek sanatçımızın haberi duyulunca batı yanlısı kadınlarımız o günlerde basın yoluyla söylemediği bırakmamışlardı.
Şimdi bir kadın, bir başkasının evinde gece yarısı öldü diye liberal erkeklerimiz demediği bırakmıyorlar.
Her iki tarafın da ahlaki kaygılar taşıdığını görüyoruz.
Mısıra Türkiye de örnek olamaz.
Halkı Müslüman bir Türkiyenin laikliği ve demokrasiyi nasıl özümsediğini anlatmaya çalışıyorlar ve halkı Müslüman ülkelere örnek olacağını yazıp çiziyorlar.
Bir hafta önceki yazılarında da Türkiyeye demokrasinin adının geldiğini, tadının daha alınamadığını yazdıklarını unutuyorlar.
Hanımları başörtülü Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakanın her hangi bir konuda Kurandan bir ayet okuyarak Bu işin doğrusu budur diyemediler.
Bir defa Ulemaya soralım dedi.
Dediğine diyeceğine pişman ettiler.
Hala Sen ne demek istiyorsun sorgulamasını yapanlar var.
Tahrir meydanındaki çoğunluğu başörtülü kadınlar ve erkekler, Türkiyeyi örnek alsınlar da okudukları Üniversitelerden son sene atılsınlar mı?
Çocuklarının başörtüsünü savunmak üzere Tahrir meydanına temelli mitil mi atsınlar.
Okul önlerinde beyin kirletme seanslarına mı tabi tutulsunlar?
Binlerce yıllık kullandıkları yazıyı bırakıp Latin Alfabesini mi kabul etsinler?
Devlet dairelerinde çalışmakta olan on binlerce başörtülü kadının emekliliğine birkaç yıl varken ya barörtüsü ya istifa baskısına mı tabi tutulsunlar.
Okullarda okuyanlara Demokrat oldunuz, okuldan diploma alın ama devlet dairelerinde memur olamazsınız, Tahrir meydanında Başörtüsüne özgürlük toplantısı ve sivil protesto yapma özgürlüğünüz var mı diyecekler?
Gelin siz, bizi değil, Avrupayı değil, Amerikayı değil, Allahın rasüllerini örnek alın.
Mısıra çeki düzen veren, hem ekonomilerini düzelten hem sosyal hayatı düzenleyen Yusuf aleyhisselamı örnek alın.
Dünya güzeli kadın Züleyhanın Ya zina ya hapishane teklifine: (Yusuf aleyhisselam ) dedi ki: "Rabbim, hapishane bana, onların beni çağırdığından daha sevimlidir. Eğer sen bu kadınların tuzağını benden geri çevirmezsen, ben onlara meylederim cahillerden olurum." Der. (Yusuf süresi ayet 33)
Dünya güzel, fuhuş güzel, iki günlük dünyada bunları terk etmenin ne anlamı var? Diyenler olabilir.
Bir anlık zevki Allah için terk eden Yusuf aleyhisselam, hapishane koridorundan Mısırın sultanlığına ve peygamberlik makamına yükseltilmiştir.
Gelin Yusuf aleyhisselam gibi "Ben, atalarım İbrahim, İshâk ve Yâkub'un dinine uy-dum. Herhangi bir şeyi Allah'a ortak koşmamız bize yaraş¬maz. Bu (iman) bize ve insanlara Allah'ın lütfündendir. Ancak insanların birçoğu şükretmez. (Yusuf süresi ayet 38) Diyelim ve Allahın bizim üzerimizdeki hakimiyetine Avrupayı ve Amerikayı ortak etmeyelim.
Avrupa ve Amerikaya göre hareket ederseniz, Rusya ile Çin mızıklanıp duracak.
Ben de isterim
demeye devam edecek.
Siz, siz olun Yusuf aleyhisselamın dediğine kulak verin: "Ey hapishane arkadaşlarım, ayrı ayrı Rabler mi daha hayırlı, yoksa hükmü altına alan bir tek Allah mı?" (Yusuf süresi ayet 39)
Mısırda olmayan ve bu yazıyı okuyanlar, siz de Yusuf aleyhisselamın şu duasını okuyun: Rabbim
beni Müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat" (Yusuf süresi ayet 101)
Bu duayı okuduktan sonra benim telifim olan ŞİFA TEFSİRİ nden Yusuf süresini okuyun ve bu gün, haram yemeyen, yalan demeyen bir salih arkadaşınızı ziyaret ederek bu süreyi de sohbet konusu yapın.
|
|
|