KORKTUKLARI BAŞLARINA GELSİN
12/10/2017
Oğul Bush, ilk defa Cumhurbaşkanı adayı seçildiğinde, televizyonda
sorulara cevap verirken Afganistan hangi kıtadadır sorusuna cevap
verememişti.
Uzağa gitmeye gerek yok, Amerika Dışişleri Bakanı her gün görüştüğü
ve konuştuğu Başkanı Trump için Moron demiş.
Moron kelimesi geri zekalı, aptal, şapşal anlamlarına geliyormuş.
Hep muşlu konuşuyorum çünkü testi ben yapmadım, ama benim önümde
Kelime-i Şehadet getiren, Amerikada iken tek kişilik tiyatro oynayarak
kazanan, Türkiyeye gelince kolejlerde İngilizce öğretmenliği yapan hanıma Türkiyeye
gelmeden önce Türkiye hakkında ne biliyordunuz? dedim.
Cevap olarak yalnız ben değil halkımızın yüzde yetmiş beşi Türkiye
diye bir devletin varlığını bilmez. Bu sizin başarısızlığınızdan değil, bizim
geri zekalılığımızdan da değil. Amerikan eğitim sisteminin bizi
şapşallaştırmasından meydana gelir. Üniversiteyi bitiren ben, bulunduğum küçük
şehrin aydınlarından sayılırım. Sabah kalkarım, işime giderim, akşam dönerim
karnımı doyururum, televizyonumu açarım, sporu seven spor kanalından başka kanalı
açmaz. Ben de tiyatro oynatan kanalları açarım, uykum gelince yatarım ve sabah
işime giderim. Haber kanalları, halk tarafından en az seyredilen kanallardır.
Onun için Türkiyeyi de diğer ülkeleri de tanımazlar demişti bundan otuz yıl
önce.
Biz, batıdaki reklam ajanslarına verilecek paraları eğitime,
sağlığa, iletişime, teknolojiye öyle bir yatıralım ki onlar burayı zaruretten
dolayı öğrensinler.
Bir kaç senedir Avrupalılar, tedavi olmak için ülkemize gelmeye
başladılar.
Eğitimde de bu sağlanırsa vize sorunu onları etkiler.
Sevgili peygamberimiz:
أَخْبَرَنَا جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللهِ أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه
وسلم قَالَ : أُعْطِيتُ خَمْسًا لَمْ يُعْطَهُنَّ أَحَدٌ قَبْلِي نُصِرْتُ بِالرُّعْبِ
مَسِيرَةَ شَهْرٍ وَجُعِلَتْ لِيَ الأَرْضُ مَسْجِدًا وَطَهُورًا فَأَيُّمَا رَجُلٍ
مِنْ أُمَّتِي أَدْرَكَتْهُ الصَّلاَةُ فَلْيُصَلِّ وَأُحِلَّتْ لِيَ الْمَغَانِمُ
وَلَمْ تَحِلَّ لأَحَدٍ قَبْلِي وَأُعْطِيتُ الشَّفَاعَةَ ، وَكَانَ النَّبِيُّ يُبْعَثُ
إِلَى قَوْمِهِ خَاصَّةً وَبُعِثْتُ إِلَى النَّاسِ عَامَّةً
Benden
öncekilere verilmeyen beş şey bana verildi:
Bir aylık
mesafede (ki düşmanlarımın gönlüne) korku salmakla yardım olundum,
Yeryüzü bana
mescid ve temizleyici kılındı, ümmetinden hangi adama namaz vakti erişirse
hemen namazını kılsın,
Ganimetler
bana helal kılındı, benden önceki (peygamber) ler için helal değildi,
Bana şefaat
verildi,
Benden önceki
(peygamberler) yalnız kendi kavmi için gönderilmişti, ben ise bütün insanlar
için gönderildim buyurdu. (Buhari, Sahih, K. Teyemmüm, bab 1, Müslim Sahih, K.
Mesacid, bab 1)
Dikkat ediniz
zalimlerin, insanlık düşmanlarının insanların tamamını Köle İzavra/İsuara
zannedip işkenceler yapanların yüreğine korku düşürüyor Rabbimiz.
O günlerde
Şam, Mısır, Bağdat gibi merkezlerde insanları köle gibi kullananların köleleri
kulaklarını Medineye çevirmişler.
Medinede ki
peygamber, köleleri özgürleştiriyor, kendi sofrasında yemek yemesine izin
veriyormuş. Kölelikten kurtulanlar, zenginlikte o peygamberi bile geçmişler
gibi haberler yayılınca yöneticiler ve onların yardakçısı zenginler korkmaya
başlamışlar ve korktukları da başlarına
gelmiş.
Bu başkentlerdeki
kafirlerin çocuklarından ve torunlarından, İmam Ebu Hanife, İmam Şafi, İmam
Malik, İmam Ahmed bin Hanbel gibi Fakih/hukukçular çıkmış.
KORKTUKLARI BAŞLARINA GELSİN DE, HİÇ DEĞİLSE ÇOCUKLARI VE TORUNLARI
KURTULSUN