KUŞLAR VE ÇİÇEKLERDEN DE DERS ALMALI
12/07/2023
Zenginin biri, delinin birine on lira vermiş.
Deli, paranın değerini bildiği için, avucunda sımsıkı tutarken terden ıslanmış.
Akşam caminin avlusunda tabutun içinde yatarken, gece avucum açılırsa biri gelir alır korkusuyla parayı duvarın deliğine koymuş.
Sabaha kadar gözünü kapamadan duvara bakmış.
Sabah olunca parayı sahibine geri vermeye ve uykusuzluktan kurtulmaya karar vermiş.
Zenginin iş yerine varınca o para veren zenginin de koltukta uyuduğunu görmüş ve parayı geri verirken ?Ben, senin yıllardır neden uyumadığını bilirim. Al şu paranı benim uykumu da kaçırma? deyivermiş.
Bazılarında bütün keder, gam, üzüntü, stres?lerini yeniden gözden geçirirseniz temelinde paranın olduğunu görürsünüz.
Ayet ve Hadislere imanı olmayan veya zayıf olanların, Napolyon Bonapart (1769-1821) ın ?Ne demiş Napolyon, ?Para, para, para? teranesini tekrarlarken derdine dert katar.
Halbuki bütün yiyecek, içecek, giyecek, barınacak maddelerini, değerli madenleri, ihtiyacımız olan her şeyi, havamızı suyumuzu yaratan Allah celle celalüh ne demiş?
?İman edin ve amel-i salih/Hakka ve halka uygun iş yapın? demiş.
Derdini dinleme. Çık dışarıya.
Gözlerini gök yüzüne dik ve bak.
Rabbimizin tavsıyesine uy, gökyüzünde kanat çırpan, sıra sıra uçan kuşları seyret, onların rızkını vereni ve havada tutanı düşün.
Allah?ın seni de yardımsız bırakmayacağını düşünerek rahatla. Ama kuşların, günlük rızkları için kanat çırptıkları gibi, sen de aklını, elini, ayağını helalinden günlük rızkını aramak için çalış.
Rabbimiz buyurur:
???????? ??????? ????? ????????? ?????????? ????????? ???????????? ??? ????????????? ?????? ??????????? ??????? ??????? ?????? ??????? (19)
19 Onlar üzerlerinde kanat çırparak sıra sıra (uçan) kuşları görmediler mi? Onları ancak Rahmân tutar. O, her şeyi görür. (Nur 24/41)
(Bak, Mülk süresi ayet 67/19)
?????? ???? ????? ??????? ????????? ???? ???? ??? ????????????? ??????????? ??????????? ????????? ????? ???? ?????? ????????? ????????????? ????????? ??????? ????? ???????????
?Görmedin mi göklerde ve yerdeki kimseler ve saf saf uçan kuşlar Allah'ı tesbih ederler. Hepsi salâtını ve tesbihini bildi. Allah da onların yaptıklarını bilir.? (Nur süresi ayet 24/41)
Tavuk kümesine giren ve ?tekrar geldiğimde yerim? diye bütün tavukları öldüren, bir ses duyunca da kaçan ve aç kalan tilki gibi olma.
Çık da çayırları, çiçekleri, çocukları seyret.
Evinizde veya karşı komşunun penceresinde açan çiçeklere bak.
Daracık mekanında geçenlere gülümseyen, ve içlerine huzur ve tevekkül saçan çiçekleri seyret.
Çiçek, çamur yediğini hissettiriyor mu hiç?
Bizi yaratan, kulak, göz ve gönül veren (Mülk 23), biz insanları, dünyanın her tarafına saçıveren (Mülk 24), ?Yeryüzünün omuzlarında yürüyün ve Allah?ın rızkından yeyin? diyen (Mülk 15) Allah?ın mülkünde, sofrasının kıyamete kadar kalkmayacağına inancımızı iyi koruyalım.
Ancak soframıza müsafir olarak değil de eşkıya olarak gelip ekmeğimize el uzatanlara da fırsat vermeyelim.
Kafir, karanlıkta yüzüstü sürünen adam gibidir.
Kurtulmak için çabalar. İp diye sarıldığı bazan yılan, bazan altın zincir olabilir.
Ama o, ne yılanı nede altını fark edebilir.
Yıldırım şavkı gibi yanıp sönen aklının ışığında bir zaman doğru, bir zaman yanlış yolda yürüyebilir.
Ama hocam akıl hep doğruyu gösterir....
Peki, senin ve ülkenin ve de insanlığın şimdiki sıkıntılarından akıllarımız kurtulmak istemediği için mi doğruyu aklımız bize göstermiyor?
Yurt dışından akıllı adamlar getiriyoruz, onun aklının da bizim aklımız gibi durduğunu görüyoruz.
Yarının ne getireceğini yarınları yaratan bilir.
Rabbimizin sofrasından rızkımızı bulmak için helal yollardan kazanmaya çalışırız.
Havadaki kuşların dahi rızkını veren Allah, bizim de rızkımızı verir? der ve içimize sıkıntı vermeyiz.
Çalışıp çabaladıktan sonra Allaha tevekkülle gönlümüzü geniş tutmaya çalışırız.
Doğarken çıplak geldiğimizi, ölünce de bir kefenle gideceğimizi hiç hatırımızdan çıkarmayalım.
Çalışalım ama üzülmeyelim.
Bin gece üzülseniz size bir lira kazandırmaz.
Yüzümüzü ahirette karartacak olan inkar, ısyan, haram söz, davranış ve lokmalardan sakınalım.
Zamanla yaptığımız hataları pişmanlık ateşiyle yakıp, istiğfar suyuyla yıkayalım.