KUDÜSÜN KAHRAMANLARI
Vatikanda ikamet eden Papaya bağlı Katolik Hıristiyanlar için dünyanın en değerli yeri neden Vatikan acaba?
İsa Mesih, Vatikanda doğmadı. Orada büyümedi. Oraya ayak basmadı.
Filistinde doğup büyüyüp oradan Hakka yükseltildiği halde dünyadaki bütün Hıristiyanlar, Kudüsü görmezden geliyorlar.
Beytüllahmde Büyük Kostantinin 330 da yaptırdığı Kenisetül Mehd/Doğuş kilisesi, dünyada en eski kilise olmasına, Hazreti İsanın orada doğduğuna inanmış olmalarına rağmen Doğuş kilisesini Siyonistlerin elinden kurtarma yolunda hiçbir çalışmaları yok.
İsrail tarafından Doğuş kilisesi kurşunlandığında Avrupa ve Amerikadaki Hıristiyanlar ağzını açamamıştı ama Türkiyedeki bir tek kilisenin açılması için ağırlıklarını koymuşlardı.
Beytüllahmde yaşayan on binlerce Hıristiyan, fakirliğin en alt seviyesini yaşamaya devam ederken aynı kaderi yaşayan Müslümanlarla aynı avlu içinde ekmeklerini bölerek birbirlerine sarılan Siyonistzede olarak hayatlarını sürdürüyorlar.
Nasırada 427 yılında Bizanslılar tarafından yapılan Kenisetül Beşara/Müjde kilisesi diye isimlendirilen kilise, Filistindeki kiliselerin en güzellerinden ve Hazreti Meryemin, Hazreti İsaya hamile kaldığı Cebrail tarafından müjdelendiği yer olmasına rağmen Vatikan kadar değerli değil.
Yine Nasırada yaşayan ve kaderine terk edilen Hıristiyanlar da Müslümanlarla beraber Siyonist zulmü altında inlemekteler.
Kudüste bulunan Kenisetül kıyamet/Kalkış kilisesi diye isimlendirilen kilise, Hıristiyanlara göre hazreti İsanın asıldığı ve üç gün sonra kaldırıldığı kilisedir.
Bu kilisede Katolikler, Ortodokslar, Süryaniler, Ermeniler aynı bina içinde ayrı yerlerde ayin yaparlar, bütün bir Hıristiyanlık alemi bunlara sahip çıkmaz ama Vatikanın altın varaklarından birinin ucuna bir zarar gelse dünyayı ayağa kaldırırlar.
Bu da gösteriyor ki, batı siyasileri, Hıristiyanlığı din olarak görmüyor.
Siyasetini ve sömürüsünü devam ettiren ayaklardan biri olarak görüyor.
Ateist siyasiler bile sömürecekleri ülkelere Hıristiyanlığın yayılması için teşviklerde bulunuyorlar.
OECD tarafından iki yılda bir düzenlenen Dünya Turizm Konferansı bu yıl 20-22 Ekim tarihlerinde Kudüste düzenlenecekmiş.
İngiltere ile İspanya bu konferansın Kudüste düzenlenmesi Kudüsün İsrailin başkenti olmasını kabul anlamına geleceği için katılmama kararı almışlar.
Kudüsteki Hıristiyanlarına sahip çıkmayan bu ülkelere ne oldu da böyle bir karar aldılar.
Yoksa onlar da Arap sermayesinin yönünü kendi ülkelerine çevirmek için One Minüte anlamına gelen katılmama kararı mı aldılar?
Türkiye ise katılacağını bildirmiş.
Arapları kazandık, bir de Mayıs 2010 da OECDye girişini sağladığımız İsraili küstürmeyelim. Ne şiş yansın ne kebap politikası mı yapılıyor? Diye akla geliyor.
Ama İsrail bin bir suç ve cinayetinin üstüne bir de Türk büyük elçisini alçak koltuğa oturttuktan sonra, Akdeniz kara sularında Türk gemisini çalıp mallarına el koyup üzerindeki hayırsever insanlardan bir kısmını öldürdükten ve de özür dilemedikten sonra sayın Başbakan Tayyip Erdoğanın Kudüse en küçük seviyede bile olsa temsilci göndermeyeceği kanaatini taşımaktayım.
Bence dünyanın en akıllı, en cesur, en siyasi, en başarılı insanları, Kudüsü savunan, sapan taşıyla altmış yıldır izzetini şerefle koruyan o çocuklardır, onları yetiştiren anneler, babalar ve onların hocalarıdır.
|
|
|