KUDÜSDE ATSIZ KAHRAMA
Monşerlerimizin ve akademisyenlerimizin tamamı Amerika ve İsrail karşıtı.
Televizyon konuşmalarından bu anlaşılıyor.
Ancak, gözleri öyle korkutulmuş ki Yapılacak bir şey yok demeye getiriyorlar.
Paraya ve basına Yahudiler hakim diyerek yaptıkları her kötülüğün üzerini parayla ve basınla kapatabileceklerini iddia ediyorlar.
İçinde bir tane Türk askeri ve silahı olmayan bir Mavi Marmara gemisi, İsrailin dengesini bozdu.
Rus televizyonlarından birinin çektiği fotoğraflar Amerikanın dengesini bozacak.
Çünkü dünya geri zekalılardan meydana gelmiyor.
İsrailin yayınladığı binlerce yalanı, dünkü gazetelerdeki fotoğraflar dünya insanının zihninden silip atar.
Dünkü gazetelerde ABD, İsrail askerlerinin kör ettiği kızın gözünün hesabını soruyor başlığı altında bir haber vardı.
Kudüsde İsrail karşıtı bir gösteri esnasında atılan gaz bombası tüpü, Amerikalı Bayan Emily Henochowiczin gözünde patlamış ve gözünü çıkarmış.
Amerika bunun hesabını İsrailden soracakmışmışmış.
22 yaşında, gençliğinin baharında, İsrailin yaptığı zulümleri taa Amerikada hissedip İsraile gelen ve insan eti üzerinde yürüyen tankların karşısına dikilen Aliene Rachel Corrie, İsrail tankları tarafından 16 Mart 2003 de çiğnendiğinde de buna benzer şeyler söylemişti Amerika.
Ne yapabildi?
Bütün başkentlerde daha yüreği kirlenmemiş gençler tarafından İsrail boykot edilirken sen, kendi vatandaşıyın hakkını koruyamadın.
Emily haberleriyle beraber çok net çekilmiş fotoğraflar da var.
Emilynin kan revan olan gözünü iki eliyle tutarken boynunda Filistin poşusu, başında Müslüman başörtüsü olan bir hanımefendi, Emilyyi bağrına basmış ve yanan yüreğiyle onu teselli etmeye, göz yaşıyla ona göz olmaya, ayaklarıyla ona sedye olmaya ve hastaneye götürmeye çalışıyor.
O Müslüman kadının fotoğraflarına sosyologlarımız ve Psikologlarımız tekrar tekrar bakmalı ve o yüz hatlarını dünyaya okuyuvermeliler.
İki gün önce Hürriyette yayınlanan fotoğraflar da çok önemliydi.
Vatanının bir parçası olan Mavi Marmara gemisine İsrailin işgal kuverleri girerken adam öldürme uzmanları yaralanıyorlar ve ev sahibi iyilik meleği insanlar tarafından tedavileri yapılıyor ve sonra ona emir veren çete başına sağ salim teslim ediliyor.
O fotoğraflardaki iyilik meleği olan delikanlılar da sakallı insanlar.
İsteseler o anda kafasına vuracakları herhangi bir şeyle öldürebilirlerdi.
Ama öldürmemişler.
İsrailin yaraladığı Amerikan vatandaşı Emilyi bağrına basıp hastaneye götüren de namlunun ucunda doğan, beşiğini Siyonist terörist namlularının salladığı ve namlu önünde yaşayan Filistinli Müslüman bir hanımefendi.
Buna benzer haberleri tarihçilerimiz Çanakkaleden de verirler ama biz onları görmediğimiz için masal gibi dinlerdik.
Ama bu gün olanları gazeteciler, tarihçilerin eline fotoğraflayarak veriyorlar.
Bu gün durum böyle olduğu gibi İslam gönüllerde olduğu sürece böyle olmaya devam edecektir.
Emilye yardım eden adsız kahraman o Müslüman kadının dedesi şimdilerde işgal devleti başkanı olanlar tarafında öldürülmüş, evi ve tarlası zorla alınmış, yerinden yurdundan edilmiş, ninesi eviyle beraber yakılmış bir kadın olma ihtimali yüzde doksan.
Buna rağmen İsraili ayakta tutan, işlediği bütün cinayetlere kurşun ve dolar göndererek destek veren ülkenin vatandaşını ölümden kurtarmak için kucağında hastaneye götürüyor Amerika mağduru Müslüman kadın.
21/09/2007/Tarihli yazımda KABAHATİ BÖLÜŞELİM başlığı altında Şerafeddin isimli değerli bir işçimizin binlerce iyiliğinden birini şöyle anlatmıştım:
Brükselde gece yarısını geçmiş, sabaha yakın bir zamanda İslami hassasiyeti yerinde bir işçimizin evinin zili acı acı çalmaya başlar.
Telaşla pencereye koşan işçimiz pencereden aşağıya bakınca iki ev ilerde oturan bir ihtiyar kadın olduğunu görür.
Kadın- Yetiş, su borusu patladı.
Bizimki hemen gerekli malzemeleri alır ve koşar. Uzun bir çalışmadan sonra işi bitirir.
Kadın teşekkür ederken elini para cüzdanına atar ve elli EURO çıkarır. Bizimki Olmaz anlamında kafasını sallar. Kadın elli daha çıkarır. Yine kafanın sallandığını görünce cüzdanın içini gösterir ve Başka yok der.
Bizim ülkemizin sivil temsilcisi bu insanımız Ben tesisatçı değilim. Komşuyum. Komşuya yapılan hizmetten para alınmaz. Sağında ve solunda diğer milletlerden ve kendi milletinizden insanlar olduğu halde bana geldiğin için teşekkür ederim der ve ayrılır.
O güne kadar yirmi senedir sokakta selamlaşmanın dışında hiçbir teması olmadığı bu ihtiyar Hıristiyan kadın, o kadar Hıristiyan komşu arasından bizim işçiyi seçmesi, bizim özel ve güzel bir millet olduğumuzu gösterir.
Dünyanın başının dertten kurtulması, bunların sayısının çoğaltılıp katiller ordusunun İslamla tedavi edilmesine bağlı.
|
|
|