ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KUDÜS’TE OKUNAN İLK HUTBENİN TERCEMESİ (3)


    KUDÜS’TE OKUNAN İLK HUTBENİN TERCEMESİ (3)

    19/05/2021

    Mahmut Toptaş

    “Mescid-i Aksa, iki kıblenin birincisi,

    İki mescidin ikincisi,

    İki haremin üçüncüsü,

    Mescidi haram ve Medine Mescidinden sonra kendisine ibadet için sefer yapılan Mescid,

    Unutulmaması için küçük parmağa ip bağlanan iki vatandan biri, (bu bir deyimmiş. Açıklaması uzun. Özetle Türkçe’de “Parmakla gösterilen” anlamında)

    Eğer siz, Allah’ın kulları içinden seçtiği, ülkeler içinden süzüp çıkardığı kişilerden olmasaydınız, Allah bu fazileti size özel kılmıştır ki bu yarışta kimse size yetişemez ve kimse onun şerefiyle sizinle yarışamaz.

    Bu orduya müjdeler olsun ki sizin elinizden, Peygamberin mu’cizesi, Bedir galibiyyeti, Ebubekir Sıddıkin kararlılığı, hazreti Ömer’in fetihleri, Hazreti Osman’ın orduları, Hazreti Ali’nin düşmanları kırıp-geçirmesi ile siz, İslam için yapılan Kadisiyye savaşını, Yermuk harbini, Hayber kuşatmasını, hazreti Halid bin Velid’in hücumlarını tazelediniz.

    Allah, peygamberi Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem adına sizi mükâfatların en üstünüyle mükafatlandırsın.

    Düşmanla savaşta canınızı hiçe saydığınız için size teşekkür ederim.

    Kan dökerek yaklaştığınız Allah, sizden onu kabul buyursun.

    Karşılık olarak size mutluluk diyarı olan cenneti size mekan kılsın.

    Allah size rahmet etsin, bu nimetin kadrini biliniz ve gönülden boyun eğerek Ona itaat ediniz. Hakkıyla Ona şükrediniz.

    Bu nimete sizi görevlendirdiği, bu hizmete sizi seçtiği için sizin Allah’a karşı minnet borcunuz vardır.

    Bu öyle bir fetih ki, onun için göklerin kapısı açıldı.

    Küfrün karanlığı fethin nuruyla aydınlandı.

    Mukarrabun melekleri onunla bayram etti.

    Nebiler ve rasüllerin gözleri aydınlandı.

    Ahir zamanda sizin elinizle Beyti’l-Makdis’in fethini yapan ordunun içinde olmanız nimetinden başka ne olabilir.

    Bir ordu ki, Peygamberden bu güne kadarki zaman içinde kılıçlarıyla İmanın bayrağını Kudüs’e çeken ordu.

    Allah, sizin ellerinizle benzerlerini fethetmesi ve şehirliyle çölde yaşayanın mutlu olması yakındır.

    Bu Beyti’l-Makdis, Allah’ın kitabında bahsettiği ve muhkem hitabında ayet indirdiği:

    سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آَيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ)

    “Kulunu bir gece Mescidi Haramdan, çevresini bereketli kıldığımız Mescidi Aksa'ya âyetlerimizden bazılarını göstermek için götüren (Allah, her türlü eksikliklerden) münezzehtir. Şüphesiz O, işitendir, görendir” değil mi?

    Bu Beyt, Yuşa’ bin Nun’un Kudüsü fethetmesi için Allah’ın güneşin batışını engellediği ve (mücahitlerin) adımlarını uzattığı beyt değil mi?

    Bu beyt, kurtulması için, Musa aleyhisselamın kavmine emrettiği ve iki adamdan başka kimsenin katılmadığı, bunun için Allah’ın gazabına uğradığı, ve ceza olarak Tih çölüne attığı ve terk ettiği beyt değil mi?

    Alemlere üstün kılındığı halde İsrailoğullarının çekindiği yere size kararlılığınızı veren, sizden önce geçen milletlerin başaramadığında sizi başarılı kılan Allah’a hamd ediniz.

    Kudüsün fethi için dağınık düşüncelerinizi birleştirdi.

    “Amma”, “ancak”, “lakin”, “ilerde”, “muhakkak”, oldu olacak gibi sözlere muhtaç etmedi.

    Allah, sizin adınızı kendi yanındaki (Melek)lere söyleyerek kutladı.

    Siz kendi hevanızın askeri iken sizi kendi askeri kıldı.

    Bu Beyte siz, tevhid kokusu hediye ettiğiniz, temizlik ve yüceltme yaydığınız için melekler size teşekkür etti.

    Kudüs yollarındaki şirk, Teslis, pis ve açık isyan itikadını temizlediniz.

    Şu anda gökyüzündeki melekler sizin için istiğfar ve rahmet diliyorlar..

    Allah’ın bu hediyesini koruyunuz Allah size rahmet etsin.

    Allah’ın size verdiği bu nimeti takvayla koruyun  ki, kim buna sarılırsa ve onun kulpuna yapışırsa kurtulur ve korunur.

    Heva ve hevesinize uymaktan, alçaklara düşmekten, geriye gitmekten, düşmandan geri durmaktan,  kaçının.

    Fırsatları değerlendirin, iç sıkıntılarınızı giderin,

    Allah yolunda hakkıyla cihat ediniz.

    Nefsinizi Allah rızası karşılığında satınız ki, sizi kullarının en seçkini kılsın.

    Şeytanın sizin ayağınızı kaydırmasından, azgınlığın aranıza girmesinden sakının.

    Yoksa şeytan size bu başarının keskin kılıçlarınızla, soylu atlarınızla, harp meydanında sizin güçlü kavganızla elde ettiniz izlenimini verir.

    Hayır, Allah’a yemin olsun ki, bu başarı, Aziz ve Hakim olan Allah’tandır.

    Ey Allah’ın kulları, bu yüce fatihle, bol bağışlarıyla, bu apaçık yardımını size tahsis etmesiyle, Allah, sizi şereflendirdikten sonra, büyük günah işlemeyesiniz, ısyanlara dalmayasınız diye ellerinizi bu sağlam ipe (Kur’ana) bağladı.

    Cihada sarılın cihada.

    O sizin en faziletli ibadetinizdir,

    En şerefli adetinizdir.

    Allah’ın dinine yardım ediniz ki, O da size yardım etsin.

    Allah’ın dinini koruyun ki, O da sizi korusun.

    Allah’ı zikredin ki O da sizi zikretsin.

    Allah’a şükredin ki (nimetini) artırsın ve şükrünüzü kabul etsin.

    Hastalığı bitirin, düşmanların kaynaklarını kesin, yeryüzünün geri kalan yerlerinde Allah’ı ve rasülünü gazaplandıran pisliklerden temizleyin, kafirliğin dallarını kesin, köklerini kazıyınız.

    Bu günler, İslami inkılabı, Muhammedi dini ilan ediyor.

    Allahü ekber/Enüyük Allah’tır

    Allah fethetti ve yardım etti.

    Allah galip geldi ve kahretti.

    Kafiri zelil kıldı.

    Bilin ki, bu bir fırsattır değerlendiriniz.

    Bu bir avdır, yakalayınız.

    Bu bir ganimettir, sahipleniniz.

    Bu bir görevdir, gayretinizi ortaya çıkarınız.

    Kararlılığınızı harekete geçiriniz ve askeri hazırlık yapınız.

    İşler sonucuna göre, kazançlar birikimlere göre değerlendirilir.

    Bu yardımsız kalan düşmana karşı Allah sizi zafere ulaştırdı.

    Halbuki onlar sizin kadar veya daha fazla idiler.

    Bire karşı yirmi kişi oldular.

    Allah teala buyurdu:

    يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ حَرِّضِ الْمُؤْمِنِينَ عَلَى الْقِتَالِ إِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ عِشْرُونَ صَابِرُونَ يَغْلِبُوا مِائَتَيْنِ وَإِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ مِئَةٌ يَغْلِبُوا أَلْفًا مِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ

    “Ey peygamber, Mü'minleri harbe teşvik et. Eğer sizden, sabreden yirmi kişi olursa, iki yüz kişiyi mağlup ederler. Eğer sizden, yüz kişi olursa, kâfirlerden bin kişiyi mağlup ederler. Çünkü onlar anlamaz bir toplumdur.

    الْآَنَ خَفَّفَ اللَّهُ عَنْكُمْ وَعَلِمَ أَنَّ فِيكُمْ ضَعْفًا فَإِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ مِئَةٌ صَابِرَةٌ يَغْلِبُوا مِائَتَيْنِ وَإِنْ يَكُنْ مِنْكُمْ أَلْفٌ يَغْلِبُوا أَلْفَيْنِ بِإِذْنِ اللَّهِ وَاللَّهُ مَعَ الصَّابِرِينَ

    “Şimdi, Allah sizde zayıflık olduğunu bildi de sizden (yükü) hafifletti. Eğer sizden, sabreden yüz kişi olursa, iki yüz kişiyi mağlup ederler. Eğer sizden, bin kişi olursa, iki bin kişiyi Allah'ın izniyle mağlup ederler. Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal süresi ayet 8/65-66)

    Allah, emirlerine uymanız, yasaklarından kaçınmanız konusunda bize yardım etti.

    Ey Müslüman topluluğu, Allah, katından bir yardım ile bizi destekledi.

    إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

    “Eğer Allah size yardım ederse artık sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü'minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.” (Al-i Imran süresi ayet 3/160)

    Yerinde söylenen  sözlerin en şereflisi,

    Kelam yayından çıkan okların en nüfuzlusu,

    Sözlerin en etkilisi, fehm/akılların kendisiyle tatlandığı sözlerin en etkilisi, Bir, tek, Aziz ve Allam olanın kelamıdır:

    وَإِذَا قُرِئَ الْقُرْآَنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَأَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

    Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki rahmet olunasınız.”(A’raf süresi ayet 6/204)

    Devamı yarın