ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KUDRET KANDİLİ SONSUZA KADAR SÖNMEZ



    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesi, ekonomilerini, teknolojilerini, askeri güçlerini bir araya getirseler, güneşin doğmasını engelleyebilirler mi?

    Engellemek şöyle dursun yarın bir saniye geç doğmasını sağlayabilirler mi?

    Aklı başında herkes bir saniye bile engelleyemeyeceklerini bilir.

    Mekke’de nazil olan Fecr süresinde de Rabbimiz, “Tan yerine yemin olsun ki” diye başlıyor.

    Gecenin karanlığını gideren şafak aydınlığına nasıl engel olamıyorsanız, Allah’ın nuru olan bu Kur’an’ın aydınlığını da boğamazsınız mesajı verdiği gibi Müslümanlara da moral verir.

    Hani Şair:

    “Takdir-i Hüda kuvve-i bazuyla dönmez.

    Bir şem’a ki Mevla yaka üflemekle sönmez” demiş.

    Mehmet Akif Ersoy merhum da:

         “Sönmez ebedî sirâc-ı kudret” Kudret kandili sonsuza kadar sönmez” demiş.

    Şaire böyle demeyi hatırlatan da Kur’an-i Kerimin şu ayetidir:

    يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

    “Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu sön­dürmek istiyorlar. Allah ise, kâ­firler hoşlanmasa da nurunu tamamlaya­caktır.” (Saff süresi ayet 8, Tevbe süresi ayet 62)

    Yılları, ayları, haftaları ve günleri yaratan Allah olduğu gibi, onları hala yöneten de o.

    Muharrem ayının ilk on günü diye tefsir edilen “On gece” ye yemin ediyor Rabbimiz.

    Muharremin onunda Hazreti Musa’nın Firavunun zulmünden kurtulduğunu Yahudilerden öğrenmişlerdi Mekke’liler.

    O gün olduğu gibi bu gün de bu süreyi okurken biz, Firavunlaşmış insanların İslam’a saldırıları karşısında kazanacağımızın kesin olduğuna inanırız.

    Kayalara evler kazan, o çağın en ileri seviyesinde bir hayat yaşayan Semud kavmi, Ad kavmi, her tarafta bozgunculuk yapan Firavun üzerine efsaneleri duyuyorlardı Mekke halkı.

    Onlar yok oldular ama Hud aleyhisselam, Salh aleyhisselam, Musa alehisselamlar zayıf görülmelerine rağmen kafirlere karşı galip gelmişler.

    Bu ayetler okununca, Yetim Muhammed aleyhisselamın başarılı olacağına işaret ediyordu.

    Günümüzde biz de bu ayetleri okumaya devam ettiğimiz sürece tek kişi olsak bile ümitsizliğe düşmeyiz.

    “Allah var, keder yok” deriz.

    Sevgili peygamberimiz de tek kişi idi ama bu gün ümmetinin sayısı milyarları aştı.

    Sürenin sonunda gönüllerin yalnız Allah’ın zikriyle tatmin olacağını haber verdikten sonra özellikle Müslümanlara insanların içinde olmalarını, onlardan ayrı kalmamalarını, cennetin yolunun halkın içinden geçtiğini anlatır.

    Sevgili peygamberimiz buyurur:

    الْمُؤْمِنُ الَّذِى يُخَالِطُ النَّاسَ وَيَصْبِرُ عَلَى أَذَاهُمْ أَفْضَلُ مِنَ الْمُؤْمِنِ الَّذِى لاَ يُخَالِطُ النَّاسَ وَلاَ يَصْبِرُ عَلَى أَذَاهُمْ

    “İnsanların içine karışan ve onların eziyetine sabreden bir mü’min, insanların içine katılmayan ve ve onların eziyetine katlanmayandan daha hayırlıdır/faziletlidir” (Beyhaki, Süneni kübra, K. Adab’ül kadı, babül mü’minil kavi, Ahmet, Müsned, Abdullah bin Ömer hadisi)