KURANİ KERİMİ KİMSE YA
Birileri çıkar ve filan ülkede filanlar yakmıştı. Guantanamoda Amerikan askerleri Kuranı parçalayıp Müslüman mahkumların gözleri önünde çiğneyip tuvalete atmışlardı dese de ben yine Kurani Kerimi kimse yakamaz, ayaklar altına alıp çiğneyemez demeye devam ederim ve ispatta ederim.
Fussılet 26- Kâfirler dediler ki: "Bu Kur'ân'ı dinlemeyin ve okunurken gü¬rültü çı¬karın. Belki ga¬lip ge¬lirsiniz."
10/05/2010/Pazartesi günü bu sütunda KURAN YANMAZ SÖZÜ DOĞRU MU?
Başlığı altında şöyle demiştim:
Kuran kelimesini duyduğunuzda evinizde okuduğunuz sayfalar ve ciltten meydana gelen Mushaf ise Mushaf yanar.
Eskiden kitap satıcıları da alıcıları da bu Mushaflara Kuran demezlerdi, Mushaf derlerdi.
Üç boy Mushaf basılırdı ve Büyük boy Mushaf, orta boy Mushaf, küçük boy Mushaf derlerdi.
Bu incelik kayboldu ve günümüzde alıcı Küçük Kuran var mı? veya Büyük Kuran var mı? diye soruyor, öbürü de var veya yok diye cevap veriyor.
İthal veya yerli kâğıda basılan ve Mushaf denilen şey yanar.
Ama Kuran, yanmaz.
Çünkü Kuran, Allah tarafından Cebrail aracılığıyla Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve selemle indirilen Nazm/Söz ve manadır diye tarif edilmiş.
Söz ve mana ise yanmaz.
Elinize kipriti yaksanız ve ağzınızla Kuran yanmaz, Mushaf yanar deseniz o kibrit o kelimeleri yakamaz.
Köyde adamın birinin boynunda asılı bir muska varmış.
O nedir diye sormuşlar.
Enam demiş. Babamdan kaldı. Dedem Çanakkalede bunu taktığı için İngiliz kurşunu işlememiş demiş.
Karşısındaki tabancayı çıkarmış ve adama doğrultmuş deneyelim demiş.
Boynunda Enam asılı adam denemeye izin vermemiş ama Şu gezinen horoza takalım öyle deneyelim demiş.
Enamı horozun boynuna takmışlar ve kurşunu sıkmışlar. Horoz derhal yere yıkılmış.
Guantanamoda olduğu gibi bazı imansızlar Müslümanlara hakaret olsun diye Mushafın yapraklarını yırtıp üzerinde tepinirlermiş.
Mushafın üzerinde tepinirler ama Kuranın üzerinde tepinemezler.
O, bizim gönlümüzde dünya hazinelerinin tamamından daha değerli olarak sakladığımız, dilimizde okuduğumuz en değerli söz ve manadır.
Mushaf da Allah kelamının öğretilmesinde araç olduğundan bizim için değerlidir.
Bayrağa O bir bez parçasıdır demediğimiz gibi Mushafa da O, kağıtların dizilmiş halidir demeyiz.
Kuran-i Kerim, yazılı olarak indirilmediğinden söz ve mana mucize ama Hat/Yazı, mucize değilidir.
Yazanlar insandırlar.
Zeyd radyellahünün hattı, Şeyh Hamdullahın hattı, Aliyyül Karinin hattı, Hasan rıza hattı,Hafız Osman hattı, Kadırgalı hattı, Hamid Aytaç hattı, Mehmet Özçay hattı, Hüseyin Kutlu hattı diye yazarların adıyla anılırlar. Demiştim.
Amerikalı papazın biri 11 Eylül 2010 günü Kuran yakacağını ilan eder.
Bundan 1440 yıl önce Mekke kafirleri "Bu Kur'ân'ı dinlemeyin ve okunurken gü¬rültü çı¬karın. Belki ga¬lip ge¬lirsiniz." Diye Mekke parlamentosundan karar çıkarırlar. (Fussılet süresi ayet 26)
Bu kararı duyan insanlardan birçoğu merak edip Kuran dinlemeye başlamış ve çevrenin en edip insanları teker teker Müslüman olmuşlar.
Bundan birkaç yıl önce Samanyolu Tv de konuşan İngiliz Profesör Neal ROBİNSON Nasıl Müslüman olduğunu anlatırken bir gün hakaret diliyle birisinin kendisine Kuran verdiğini al, oku da gör ne kitap olduğunu dediğini, bunun üzerine o kitabı okuyup Müslüman olduğunu anlatmıştı.
Kuran yakacağını ilan eden Rahip Terry Jones, bu teşebbüsüyle Amerika Genel Kurmay başkanlığını, savunma Bakanlığını, hatta adı Müslüman Barak Hüseyin Obamayı harekete geçirdi ve Sen, Kuranı yakarsan Taliban veel-Kaide örgütünü yeniden kızdırır ve dünya üzerindeki Amerikan askerlerinin hayati tehlikesini artırırsın dedirtti.
Bu haberleri dinleyen bir çok insan Kuran nedir diye onu okuduğunda Müslümanların her gün yatmadan önce okudukları Amenerrasülü diye başlayan Bakara süresinin 285 inci ayetinde Müslümanların bütün kitaplara ve bütün peygamberlere iman ettiklerini dünyaya ilan ederek uykuya daldıklarını görecek ve okuyacak.
Ondan sonra kimin toleranslı, anlayışlı, müsamahalı, iyimser, birleştirici, ayrıştırmayıcı kaynaştırıcı olduğunu görecek ve nasibi olanların bir çoğu Müslüman olacak.
Ama 12 Eylül olayı ve ticaret merkeziyle Pentagonda üç bin insanın ölmesi?
O oalayı Müslümanların yaptığına bir çok Amerikalı inanmamakta.
Gerekçeleri, kendilerini öyle yüksekte görüyorlar ki bu yüksekliğe çıkarak kimse bizi vuramaz inancı ve bizi ancak biz vururuz gururu.
Almanyada taksi şoförlüğü yapan bir arkadaş anlatıyor: Bir hanım efendi arabama bindi, biraz gittikten sonra bana baktı ve Türk müsün? dedi. Evet deyince Kilisenin Katolik papazı Amerikadaki İkiz kuleleri örnek vererek sizin hepinizin terörist olduğunu söyledi. Siz, bunu niçin yaparsınız? diye bir soru sordu. Ben de ona Üç bin mi çok yoksa beş milyon mu çok? Diye bir soru sordum Tabii beş milyon çok dedi. Hıristiyan Hitler tam beş milyon insanı öldürdü. Siz buna terör demiyorsunuz. Amerikalılar, Japonyada beş yüz bin Japonu iki atom bombasıyla öldürdü buna da terör demiyorsunuz. Şu anda Amerika Irakta bir milyon insan öldürdü siz buna da göz yumuyorsunuz. Şimdi söyle bakalım kim terörist? dedim taksiyi durdur dedi. Parayı ödedi ve inerken Ben o papaza sorarım dedi.
|
|
|