ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    KUR’AN-İ KERİMDEN SİYASET DERSİ


    KUR’AN-İ KERİMDEN SİYASET DERSİ

    14/07/2017

    Piramitleri, tapınakları, dikili taşları, papirüsleri, savaş gemileri ve güçlü ordularıyla hala her kesimden insanın dikkatlerini çeken, hakkında filmler, tiyatrolar, kazılar, araştırmalar yapılan Firavun saltanatının nasıl yerle bir olduğunu okuyalım ve siyasetimizi ona göre ayarlayalım.

    Önce Rabbimizin kelamını okuyalım:

    طسم (1)

    1- Tâ-Sîn-Mîm.

    تِلْكَ آَيَاتُ الْكِتَابِ الْمُبِينِ

    “Bunlar açık /açıklayan kitabın âyetleridir.

    نَتْلُوا عَلَيْكَ مِنْ نَبَإِ مُوسَى وَفِرْعَوْنَ بِالْحَقِّ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

    “İman eden bir kavim için, Musa ve Firavun'un haberinden bir kı¬sım gerçeği sana okuyacağız.

    إِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْأَرْضِ وَجَعَلَ أَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ إِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ

    “Şüphesiz Firavun, yeryüzünde büyüklük tasladı ve ülke halkından bir gurubu zayıflatmak için onları gurup/kastlara ayırdı. Onların erkek çocuklarını öldürüyor, kızlarını sağ bırakıyordu. Şüphesiz o bozgunculardandı.

    وَنُرِيدُ أَنْ نَمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ

    “Biz yeryüzünde zayıflatılanlara iyilik yapmak, onları imamlar (önderler) kılmak ve (Firavunların mülküne) varisler kılmak istiyorduk.

    وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَنُرِيَ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُمْ مَا كَانُوا يَحْذَرُون

    “Onları yeryüzüne yerleştirelim ve Firavun'a, Hâmân'a ve her ikisinin ordularına korka geldiklerini gösterelim.” (Kasas süresi ayet 28/1-6)

    Geçmişten haber veren bu ayetler bu günümüzü düzenlemek için indirilmişlerdir.

    Yüz binlerce köleyi karın tokluğuna çalıştırarak otuz yılda anıt mezar yaptıra ve binlerce kölenin ölümüne sebep olan o piramitler, saltanatlarının gücünü gösteriyordu ama yıkıldı.

    Firavunun geçici başarısının temelinde halkı ayrıştırmaya çalışması, onların bir kısmına haklar verip öbürlerine vermemesi ve parçalara ayırdığı bu toplumu birbirine düşürmesi sebebiyle saltanat ayaklarının altında kavga edenleri ezerken gezintiye çıkmasıydı.

    Ama ayet bize halkı birbirine düşürerek ayakta kalınamayacağını haber verir.

    Halkı ezerek canından bezdirenlerin, onları aşağılayanların da ayakta kalamayacağını haber verir Rabbimiz:

    فَاسْتَخَفَّ قَوْمَهُ فَأَطَاعُوهُ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ

    “(Firavun) kavmini küçümsedi, onlar da ona itaat ettiler. Çünkü onlar fasık bir toplum idi.” (Zuhruf süresi ayet 43/54)

    Değil herhangi bir insanı, yaratılan hiçbir şeyi boş, lüzumsuz, anlamsız, hikmetsiz kabul etmeyeceğiz.

    Rabbimiz, akıllı Müslüman insanları tarif ederken:

    إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَآَيَاتٍ لِأُولِي الْأَلْبَابِ

    “Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündü¬zün birbiri ardından gelişinde, akıl sahipleri için âyetler (ibretli deliller) vardır.

    الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذَا بَاطِلًا سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ

    Onlar (akıl sahipleri) ayakta, otururken, yanları üstünde (yatar) iken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı hak¬kında düşünürler: "Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın, sen bütün eksiklerden münezzehsin, bizi ateşin azabından koru."(derler) (Al-i Imran süresi ayet 3/190-191)

    وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاءَ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا بَاطِلًا ذَلِكَ ظَنُّ الَّذِينَ كَفَرُوا فَوَيْلٌ لِلَّذِينَ كَفَرُوا مِنَ النَّارِ

    “Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri boşuna yaratmadık. Bu (boşuna yaratılma iddiası) kâfirlerin zannıdır. Kâfirlerin ateşteki haline yazık.” (Sad süresi ayet 38/27)

    Kendinizi, eşinizi, çocuklarınızı, yakınlarınızı, dostunuzu, düşmanınızı, yerden göğe kadar hiçbir şeyi hafife almayın.