MÜLTECİLERİN BATIYA SÜRPRİZ HEDİYESİ
09/03/2020
Mahmut Toptaş
Avrupada cadde ve sokakların bir çoğunun adı Saint kelimesiyle başlar ve arkasından bir isim daha gelir.
Mesela, Saint kelimesinin Türkçesi Aziz/Ermiş demektir.
Ermiş Filan caddesi demektir.
Romalıların ve Yunanlıların önce İsa aleyhisselamın peygamber olarak getirdiği İncile iman eden ve bizim de sevip saydığımız o değerli insanları önce öldürmüşler.
Bize göre onları şehit etmişler.
Ne zaman İncili tahrif ederek İsa aleyhisselamı Allahın oğlu olduğunu söylemeye başlayınca,
İncilin içine Kralın hakkını krala, Allahın hakkını Allaha sözünü katınca, tahrif edilmiş dine girmişler ve geçmişte öldürdükleri o değerli insanların adlarını sokak ve caddelerine isim olarak ver mişler. Hem de Aziz/Ermiş diyerek vermişler.
Batı Cephesinde Değişen Bir Şey Yok.
Bu günlerde gönlünde ve dilinde İhlas (Kul Hüvellahü Ehad) süresiyle batının üzerine yürüyen mültecileri, denizden karadan ve havadan ateş kusarak öldürmeye çalışanların isimleri tarih sayfalarına yazılmaya başlandı.
Yüz yıla varmaz, bu yolda ölenlerin adları, aynı sokak ve caddelere, saygı dolu ifadelerle yazılacaktır.
Çünkü Sevgili Peygamberimiz, Feth süresi nazil olduğunda:
لَقَدْ أُنْزِلَتْ عَلَيَّ اللَّيْلَةَ سُورَةٌ لَهِيَ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا طَلَعَتْ عَلَيْهِ الشَّمْسُ ثُمَّ قَرَأَ {إِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُبِينًا}
Bu gece bana bir süre indirildi ki, o süre, bana üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir dedikten sonra İNNA FETAHNA LEKE FETHAN MÜBİNEN ayetini okumuş
(Buhari, Sahih, K. Fezailül-Kuran bab 12, Fazlü süreti Feth)
Yani, dünyadaki bütün servetlerden daha değerli olduğunu haber veriyor.
Bu Mühacirlerin, mültecilerin, sığınmacıların hepsi, Feth süresine iman ederler, okumasını bilenler okurlar ve bir kısmının da ezberindedir.
Aslında yüreklerinde batılıların torunlarına en değerli şeyi taşıyan değerli insanlardır bunlar.
Ama ne taşıdığımızı da pek bilmeyiz.
Elmas madeninin üstünde eski püskü bir çadırda açlıkla iç içe yaşayanlar gibiyiz.
Elmasın değerini bilen sömürgenler gelecek ve sahiplerini işçi olarak çalıştıracak ya, işte biz, şu anda batıya taşıdığımız değerin kıymetini bilmiyoruz.
Hani Divan Şairi Hayali (1497-1557) nin:
Cihân-ârâ cihân içindedir ârâyı bilmezler
O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Yani, Cihanı süsleyenin (gökyüzünü yıldızlarla, yeryüzünü denizler, çiçekler, dağlar, böcekler, ağaçlar, ırmaklar ve tüm güzelliklerle süsleyen Allah celle celalühün ilim, kudret, sanat, rahmet
.i) cihan içinde olduğu halde bazıları Allahı aramayı bilmezler.
Nasıl ki, denizdeki balıklar, su içinde oldukları halde deniz suyunu bilmedikleri gibi. Diyor.
Müslüman mülteciler, batılıların, sonsuz senelerde cehennemde yanmalarını engelleyecek şeyi gönüllerinde taşıyarak yol alıyorlar batıya doğru.
1965 ten bu yana Avrupaya giden Türkiye vatandaşı Müslümanlar, bir milyonun üzerinde Avrupalının Müslüman olmasına sebep olmuşlardır.
Nasıl yapmışlardır bunu?
Daha önce benim tanıdığım, bildiğim biri, A B C harflerini bilmediği gibi, Elif-Ba-Ta yı da bilmeyen ama ağzından haram girmemesi, dilinden yalan çıkmaması için gayret göstererek okuma yazması olmayan bu zat, bulunduğu şehrin en üst mahkemesinin hakiminin Müslüman olmasına davranışlarıyla sebep olmuştur.
Hatta devlet radyo ve televizyonunda Program yapan Müslüman Avrupalı, ona bir gün görüştüklerinde Hasan, düğünümde hediye ettiğin yün döşek, hala evimizin en seçkin yerinde duruyor ve gelen müsafirlerime de gösteriyorum diyor.
Bu günlerde yine batılıların Müslüman katliamı yapmaları nedeniyle batıya göç ediyorlar.
Suriye ve Iraktaki işgalciler kimler?
Amerika ve koalisyon güçleri ile Rus birlikleridirler.
Hepsi Hıristiyan.
Müslüman öldüren her türlü birliğe, çeteye, silah veriyorlar.
Can derdine düşenler de onların yurduna doğru gidiyorlar.
Ama bunların onlara götürdüğü silah değil, canları ve uğruna can vermeye her an hazır oldukları Allahın kitabı ve sevgili peygamberimizin Sünneti Seniyyesi..
Beş milyonluk mülteci kafilesinin hepsinin yüreğinde İhlas/Kul Hüvellahü Ehad süresi vardır.
Sevgili peygamberimiz, devamlı her gün, ayakta iken, otururken, yürürken, dururken o süreyi okuyan arkadaşını duyduğunda:
إِنِّي أُحِبُّهَا فَقَالَ حُبُّكَ إِيَّاهَا أَدْخَلَكَ الْجَنَّةَ
Neden hep bu süreyi okuyorsun dediğinde o kişi Ben o süreyi çok seviyorum diyor.
Sevgili peygamberimiz de ona: Ona olan sevgin, seni Cennete sokar buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Salat, Bab 25 elcemu beynes-süreteyn)
İşte bu çileli yolun yolcuları, dünyanın tamamı altın topu olsa, bir tek ayetine denk olmayan Kuran-i Kerimle giriyorlar batıya.
Yarın, karşılama merasimini okuyacaksınız.