ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    MÜSLÜMAN OLARAK YAŞAYALIM


     MÜSLÜMAN OLARAK YAŞAYALIM

    Çek ve senetlere attığımız imza elimizden çıkar.

    Sözümüz ise özümüzden ve dilimizden çıkar.

    Sözümüz, çek ve senedimizden daha kuvvetli olmalı.

    Az da olsa bazı insanlar vardır hala, onun sözü senet ve çekten daha değerlidir.

    Siyasette, ticarette, basın-yayın kurumlarında, ağzından veya kaleminden çıkan her söze Müslümanlar çok dikkat etmeliler.

    Din düşmanını mağlup etmek için bile yalana sarılmamalıdır.

    İftiradan medet ummamalıdır.

    Din düşmanının inkarcılığına denk kötülük bulunamaz ki onunla yıpratma tarafına gidilsin.

    Onun inkarcılığını ve inkarcılıktan kaynaklanan zalimliğini anlatmak yeterlidir.

    Rabbimiz, Lokman süresinde 13 üncü ayetinde Şirkin, büyük bir zulüm olduğunu haber verir.

    O yeter ona. Biz, bu dünyanın her türlü suçundan daha büyük olan şirk/kafirlik suçunun da onun gönlünden ve omuzlarından temizlenmesi için malımızı ve canımızı ortaya koyan merhamet erleriyiz.

    Sözümüz sağlam ve doğru olsun.

    Yüz hadlerinin gerildiği, dil kılıçlarının çekildiği bu günlerde biz, tanıdığımıza tanımadığımıza selam verelim.

    Selam verirken yüzümüzde de tebessüm gülü belirsin.

    Dairede ve topluca oturulan yerlerde yalnız çay içmemeye dikkat edelim.

    Dairenizde bulunan arkadaşlarınıza ve oradaki vatandaşlara da çay teklifi yapınız.

    Ama hocam, dairede her gün senden çay içecek adamlar var ve seni “Enayi” yerine koyarlar.

    Olsun, varsın “enayi” desinler, sen cömertliğe devam et.

    İmanınız varsa lokantada masanıza oturanların da yediklerinin parasını ödeyiniz.

    Bu tür cömertliklerde din, ırk, renk farkı gözetmeyiniz.

    Yaşlılara, çocuklara, hastalara ve hamilelere bulunduğunuz duruma göre kolaylık gösteriniz.

    Hediyeleşmeye dikkat ediniz.

    Hediye için zengin olmaya gerek yok. Atalarımız, “Çam sakızı çoban armağanı” demişler.

    Ama siz, kitap hediye etmeyi tercih ediniz.

    Kalıcı olur. Baklavanın tadı bir anlıktır. Kitabın tadı torunlarda da devam eder.

    Hakimlik yaparken müfettişliğe geçen bir bakanlık müfettişi otuz yıllık zaman içinde teftiş için gittiği her il veya ilçenin mülki amiriyle komutanına dini kitap hediye etmeden görevine başlamazdı.

    28 Şubat döneminde de aynen devam etti ve sevilmenin dışında başına hiç bir şey gelmedi. Ancak dosyasına “İslamcı” mührü vuruldu ve şimdi herkesin gıpta ile baktığı bir makamın hakkını vermeye çalışıyor..

    “Tertemiz olunuz” demeyeceğim. Çünkü beş vakit namazını kılan bir Müslümandan daha temizi olamaz.

    İspata da hazırım. Namaz kılmayan ama yüz ve el bakımına dikkat eden bir bey veya bayanı özellikle seçsinler, bir de beş vakit namazını kılan herhangi bir bey veya hanımı alsınlar ve laboratuvarda ikisinin de yüzünü ve ellerini inceletsinler.

    Yıkayanın eli ve yüzü makyaj tazeleyenin eli ve yüzünden daha temiz çıkar ama ikisini de fotoğraf stüdyosuna götürürseniz öbürü renkli çıkar beriki sade çıkar.

    Sadelik daima güzelliğini korur.

    Dinine göre yaşayan bir Müslüman, cinsel ilişkiden sonra banyo yaptığından, Cuma namazına giderken de banyo yaptığından tertemizdir.

    Abdest alırken dişleri temizlemek sünnet olduğundan ağzı da temizdir.

    Temiz ağızdan kirli kelimeler çıkmamaya dikkat ettiğinden kırıcı, kirletici cümlelerden de uzak durur.

    Özetle şunu yapın veya bunu yapın demeye gerek yok, Müslümanca yaşamaya dikkat edelim vesselam.