ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    MÜSLÜMAN UMUTSUZ OLMAZ


    MÜSLÜMAN UMUTSUZ OLMAZ

    Hakikatin peşindeyiz.

    Bir ismi Hak olan cenabı Hakkın bize Kur’an’ıyla öğrettiği hakikatin peşinden gittiğimizden hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramayız.

    Hakkın peşinden giderken önümüzde bize örnek ve önder olan sevgili peygamberimiz gibi Kur’an’ın ifadesiyle bir “Siraci Münir/ışık saçan kandilimiz” varken umutsuzluğa düşmeyiz.

    Bizim nurumuz, ışığımız olan sevgili peygamberimizi Rabbimiz peygamber olarak gönderdiğinde bir tek kişiydi ve kıyamete kadar gelecek bütün insanlık alemine rahmet peygamberi idi.

    Tek kişi olması onu hiçbir zaman umutsuzluğa itmedi.

    Geçmişte bazı peygamberlerin bazı zamanlarda ümitsizliğe düştüklerini haber veren Rabbimiz o anda yardımı indirdiğini şöyle haber verir:

    حَتَّى إِذَا اسْتَيْئَسَ الرُّسُلُ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ قَدْ كُذِبُوا جَاءَهُمْ نَصْرُنَا فَنُجِّيَ مَنْ نَشَاءُ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُنَا عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ

    “Peygamberler ne zaman (kâfirlerin imanın­dan) ümitlerini kes­miş ve yalan çıkacaklarını (Allah­'ın yardımının gelmeyeceğini) zan­nettiklerinde on­lara yardı­mımız geldi ve dilediklerimiz kurta­rıldı. Suçlu toplumlardan azabımız geri çevril­mez.” (Yusuf süresi ayet 110)

    Selçuklu Devleti beğliklere ayrılırken, beğler birbirleriyle savaşırken de o günün Müslümanlarından bir kısmı ümidini yitirmişti ama umut ışığının kandiline gayret, azim ve cihad yakıtı katanlar yeniden dirilmişler ve Yemen’den Viyana’ya kadar insanlığa adalet dağıtmışlar.

    İstanbul’un Fatihi, “Avni” mahlasıyla yazdığı şiirinde:

    “Kesmezem ağyar cevri ile canandan ümit

    Kim kesilmez havf-i şeytan ile imandan ümit” yani ben, düşmanın zulmü nedeniyle sevgili Rabbimden ümit kesmem. Şeytan korkusuyla imandan ümit kesilmediği gibi” diyor.

    Çanakkale’de “Eski dünya yeni dünya bütün akvam-ı beşer” Çanakkale mahşerinde bir araya gelmişler ve yamyamlara rahmet okutacak işler yaparlarken Mehmet Akif merhum, bütün Müslümanlara, siz, İslam’ın son ümit ışığısınız, kendini medeni sanan milletlerin kinine karşı dayanın, direnin, karşı koyun anlamında:

             “Siz ki son lem’a-i ümmîdisiniz İslâm’ın,

                 Dayanın gayzına artık medenî akvâmın!” diyordu.

    İbrahim aleyhisselm da hiçbir zaman Rabbinin yardımından ümidini kesmediği gibi “Sapıklardan başkası Rabbin rahmetinden ümidini kesmez” diyordu:

    قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِطِينَ

    "Sana hakikati müjdeledik. Ümit kesenlerden olma." dediler.

    قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّهِ إِلَّا الضَّالُّونَ

     (İbrahim:) "Rabbimin rahme­tinden, sapıklar­dan başkası ümit kes­mez" dedi.” (Hıcr süresi ayet 55-56)

    İnsan azlığından korkmayın, para yokluğundan düşmana boyun bükmeyin.

    Silah eşitsizliğinden ümitsiz olmayın.

    Tek şeyden korkun, o da haksız olmaktan.

    Tarihin her döneminde eninde sonunda haklı olanların  hayatı, tarih sayfalarına umudu yazmıştır.

    “Ummadık taş, baş yarar” demiş atalarımız.

    Sevgili peygamberimizin en sıkıntılı zamanında, Hicret yolunda, Sevr mağarasında, hazreti Ebubekir ile birlikte gizlendiklerinde güvercinin yumurtasıyla Allah celle celalüh, onları düşmanların tasallutundan kurtarmıştı.