MİRAS HUKUKUNA DİKKAT EDİNİZ
02/05/2017/Salı
Kişinin helal yollardan servet sahibi olması için meşru yollar:
1-
Miras yoluyla,
2- Ticaret yoluyla, 3- Ziraat yoluyla, 4- Sanayi yoluyla, 5- Sanat yoluyla, 6-Emeğini
satma yoluyla elde eder.
Bu yollardan servet elde ederken de usule uygun davranılmalıdır.
Mesela, ticaret yaparken alıp-sattığı şey, İslamın mal kabul
ettiği şeyler olmalıdır.
Miras taksiminde Rabbimizin tayin ettiği taksime razı olmalıdır.
Hırsızlık yapmayan bir Müslüman, miras taksiminde Rabbin emrine
aykırı hareket ediyor ve bundan hiç rahatsızlık duymuyor.
Hırsızlığı yasaklayan, miras taksimini ayarlayan Allah celle celalühtür.
Dünyada dinime sataşmak, İslâm'ın Batı'da yayılmasını engellemek
için yetiştirilen müsteşrikler ordusunun, en fazla istismar ettiği ayetlerden
biri Nisa süresinde.
Kadın erkek eşitliği istiyoruz diyorlar. Güreşte, boksta,
koşuda, jimnastikte, sporun bütün dallarında erkeklerle birlikte yarışacağız
demiyorlar.
Biz ikisinin ayrı ayrı yaratık olduğunu yarıştırılmaması
gerektiğine inanırız. Lale ile sünbül, gül ile karanfil yarıştırılmaz.
Bunları ayrı ayrı yaratan Rabbimiz, özellik ve güzelliklerini de
ayrı yaratmış ve onların fıtratına uygun emirler, hak ve görevler vermiştir.
Kadının mirastaki yeri olarak bir tek şey biliyorlar o da oğlan
iki, kız bir alır hükmüdür.
Halbuki kadının anne olarak aldığı ayrıdır, ölenin hanımı olarak
aldığı ayrıdır. Kız kardeşi olarak aldığı ayrıdır. Kızı olarak aldığı ayrıdır.
İşte bu ayet-i kerimede Rabbimizin koyduğu kanun budur. Bunu yürürlükten
kaldıranlar, inkâr edenler olduğu gibi, hakim güçlere yaranmak için 1400 sene
sonra İngiliz dilini öğrenerek tefsir doçenti olanlar, İngiliz mantığıyla
yürürlükten kaldıranlarla inkâr edenlerin doğru yolda olduğunu ispata
çalıştılar.
Kocasının elinden para almak istemeyenler, başkasının elinden birçok
tavizle para alma mecburiyetinde kalıyorlar.
Hepsi için söylemiyorum. Yüzde kırkı da namusuyla çalışıyor. Benim
karşı çıktığım şey, Kocamızın elinden para almak istemiyoruz sözüdür.
O el, senin elindir. Senin elin de onun elidir.
Siz tek vücud oldunuz. Sen ve Ben yok artık. Afiyet olsun
yârim, sen yedikçe ben doydum mısrası bizim İslâm kültürünün mahsulüdür.
Bu rejim içinde yetişenler de Ben yiyeyim sen bak, otur mantığını
geliştirdiler.
Dinimiz mirasta kadına yarım vermişse, evlilik hayatında bu, yiyecek,
içecek, giyecek ve sağlık masraflarını erkeğe yüklemiş.
Farzedin ki, bir adam öldü, dört kızı bir oğlu kaldı. Ölen adamın
altı dükkanı var. Bunları İslâm hukukuna göre bölüşecekler. Oğlana iki dükkan,
kızlara birer dükkan verilir. Kızlar evlenirler. Bakımları kocaya ait ve
dükkanı kendine ait. Oğlan evlenir. İki dükkanı var ve aldığı hanımının bakımı
da oğlana ait.
Şimdi sorarım, hangisinin durumu daha iyidir?
Bu günkü hukukta anneyi kadın yerine koymuyorlar ve hak da
vermiyorlar.
Fakir anne ve baba nice zorluklarla okuttukları yavrularının zengin
olduğunu da görmüşler, çocuklarının yardımıyla iyi bir hayat yaşarken zengin
çocukları gerine iki çocuk bırakarak ölüvermiş.
Malın tamamı eşine ve çocuklarına verilir.
Anneyle babası, ölen çocuklarının veya eski mahallesindeki
komşularının insafına terkedilir.
İslam da ise ölenin kaç çocuğu olursa olsun baba ve anneye de
mirastan pay verilir.
Anne olan kadınların haklarının savunulduğunu hiç okudunuz veya
duydunuz mu?
Rabbimiz buyurur:
تِلْكَ
حُدُودُ اللَّهِ وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي
مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
İşte bunlar Allah'ın koyduğu kanunlardır. Kim Allah'a ve Resulü'ne
itaat ederse onu altından ırmaklar akan Cennet'e koyacaktır. Orada ebedi
olarak kalacaklardır. İşte büyük başarı budur.
وَمَنْ
يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا
فِيهَا وَلَهُ عَذَابٌ مُهِينٌ
Kim Allah'a ve Rasülü'ne isyan ederse ve sınırlarını aşarsa, onu
ebedi olarak ateşe sokar. Ve onun için alçaltıcı azap vardır. (Nisa süresi
ayet 13-14)