NASIL
BİLİRSİNİZ BU ADEMİ
Müslüman
olan herkes, Musalla Taşı na yatacak ve tahtadan tabut içinde dünyada
yaptıklarının karşılığını görmek üzere kabre gönderilecek.
Namazı
kılındıktan sonra Nasıl bilirsiniz bu ademi diye sorulacak.
Cenazeyi
tanıyanlar, iyiliklerini gözlerinin önüne getirerek İyi biliriz, Allah rahmet
eylesin derler.
Tanımadığı
halde namaza katılanlar da Allah rahmet eylesin diyerek dua ederler.
Musalla
taşına getirilmiş bir cenazenin din düşmanı mıydı diye araştırılması yapılmaz.
Kafir
ise ölü o namazdan hiç bir fayda sağlamaz.
Namazı
kılanlar yine de namaz kılma sevabını alırlar.
Cenaze
evine gelenler de vefat edenin iyiliklerinden bahsederek ölü sahiplerinin
gönlünü hoş etmeye çalışırlar.
Herkes,
her yerde her zaman iyiliklerden, güzelliklerden bahsederse toplum iyilik
tarafına akar.
Evinin
etrafını temiz tutup güller, çiçeklerle süsleyenler güzel kokular içinde
yaşarlar.
Evin
içini dışını temiz tutmayanlar, sineklerle, pirelerle, bitlerle yaşarken kendi
ahlaklarını da bozarlar.
Ölüm
de doğum da hayatımızın iki gerçeğidir.
Doğumumuzu
Ezanla başlattığımız, gülerek, dualarla, sağlık dileklerimizle, sevinçle
başlattığımız gibi, ölümüzü de okunan Ezanın namazıyla sonlandırıp yine vefat
edenin iyiliklerini analım ki dinleyenler, öldükten sonra geri de kalanın hoş
bir sada olduğunu anlasınlar.
Vefat
edenin geride bıraktıklarına taziye ve teselli için gidenler de iyiliklerinden
bahsederlerse hem acılarını hafifletirler hem de varislerin düzelmesine sebep
olurlar.
Enes
bin Malik anlatıyor:
أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ يَقُولُ
مَرُّوا بِجَنَازَةٍ فَأَثْنَوْا
عَلَيْهَا خَيْرًا فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَجَبَتْ
ثُمَّ مَرُّوا بِأُخْرَى فَأَثْنَوْا عَلَيْهَا شَرًّا فَقَالَ وَجَبَتْ فَقَالَ
عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ مَا وَجَبَتْ قَالَ هَذَا
أَثْنَيْتُمْ عَلَيْهِ خَيْرًا فَوَجَبَتْ لَهُ الْجَنَّةُ وَهَذَا أَثْنَيْتُمْ
عَلَيْهِ شَرًّا فَوَجَبَتْ لَهُ النَّارُ أَنْتُمْ شُهَدَاءُ اللَّهِ فِي
الْأَرْض
Ashab-ı
kiram bir cenazeye uğradılar ve onu övdüler. Allahın rasülü de Vacip oldu
dedi.
Bir
başka cenazeye uğradıklarında onun kötülüklerini saydılar. Allah rasülü Vacip
oldu dedi.
Ömer
(Allah ondan razı olsun) Ne vacip oldu diye sordu.
Allah
Rasülü iyilikleriyle andığınıza cennet vacip oldu, kötülükleriyle andığınıza
cehennem vacip oldu. Siz, Allahın yeryüzündeki şahitlerisiniz buyurdu.
(Buhari,
Sahih, K. Cenaiz, bab 84 Senainnasi alel meyyit, Müslim, Sahih, K. Cenaiz, bab
fi men yüsna aleyhi, Hadis 1578)
Tabiidir
ki, bir adam hakkında İyidir diyenin de iyi olması, iyilik ölçüsü İslam
olması gerekir.
Sevgili
peygamberimiz hakkında kafirlerin söyledikleri kötü sözlerin hiç bir değeri
olmadığı gibi, çağımızda da işi hep kötülük olanların iyi insanlar hakkında
söylediklerinin hiç bir değeri yoktur.
Bu
çağın şahitlerinin de gerçek Müslümanlar olduğunu Rabbimiz haber veriyor:
وَكَذَلِكَ
جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطًا لِتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ وَيَكُونَ
الرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيدًا وَمَا جَعَلْنَا الْقِبْلَةَ الَّتِي كُنْتَ
عَلَيْهَا إِلَّا لِنَعْلَمَ مَنْ يَتَّبِعُ الرَّسُولَ مِمَّنْ يَنْقَلِبُ عَلَى
عَقِبَيْهِ وَإِنْ كَانَتْ لَكَبِيرَةً إِلَّا عَلَى الَّذِينَ هَدَى اللَّهُ
وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُضِيعَ إِيمَانَكُمْ إِنَّ اللَّهَ بِالنَّاسِ لَرَءُوفٌ
رَحِيمٌ (143)
Böylece sizi insanlara karşı (her türlü aşırılıktan uzak) orta (yolu
izleyen,adil) bir ümmet kıldık ki insanlara karşı (doğruluğun) şahitleri
olasınız ve rasül de size şahit olsun. Sen'in üzerinde bulunduğun Kâbe'yi
kıble yapmamız, rasüle uyanlarla iki topuğu üzerine geri dönenleri ayırdetmek
içindir. Şüphesiz bu büyük (bir olay)'dür. Ancak Allah'ın kendilerini doğru
yola ilettiği kişilere (büyük ve ağır) değildir. Allah imanınızı boşa
çıkarmaz. Şüphesiz Allah insanlara şefkat eden ve esirgeyendir. (Bakara
süresi ayet 14
Sevgili
peygamberimiz:
1905 - حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلَانَ حَدَّثَنَا
أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِيُّ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ زِيَادِ بْنِ عِلَاقَةَ قَال
سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ يَقُولُ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا تَسُبُّوا الْأَمْوَاتَ فَتُؤْذُوا الْأَحْيَاءَ
Ölülerin
ardından kötü söz söylemeyin, dirilere eziyet etmiş olursunuz buyurmuş.
Tirmizi,
Sünen, K. Birr ve sıle bab 51, hadis
1905, Ahmet, Müsned, Muğıyre bin Şube hadisi, Elbani, hadisin Sahih olduğunu
söyler)
عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ
قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا تَسُبُّوا الْأَمْوَاتَ فَإِنَّهُمْ قَدْ أَفْضَوْا إِلَى
مَا قَدَّمُوا
Ölülerin
ardından kötü söz söylemeyin. O yaptıklarına kavuştu. (İyilik yaptıysa iyiliğe,
kötülük yaptıysa kötülüğe kavuştu buyurmuş. (Buhari, Sahih, K. Cenazi, Babü me
yünha an sebbil meyyit, K. Rikak, Ahmet, Müsned, Aişe hadisi)
İyilikten
iyilik doğar, kötülükten kötülük.
İyiliklerin
çoğalması için çokça yaşanmış iyilikler anlatılmalı.
Biz,
gönül kazanmaya geldik, gönül yıkmaya gelmedik.
Sevgili
peygamberimiz:
4254 - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلَاءِ
أَخْبَرَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ هِشَامٍ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ أَنَسٍ الْمَكِّيِّ
عَنْ عَطَاءٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اذْكُرُوا مَحَاسِنَ مَوْتَاكُمْ وَكُفُّوا عَنْ مَسَاوِيهِمْ
Ölülerinizin
iyiliklerini, güzelliklerini anlatınız, kötülüklerini bırakınız. Buyurmuş. (Ebu
davud, Sünen, K. Edeb, Babün finnehyi an sebbil mevta, hadis no 4900, Tirmizi,
Sünen, K. Cenaiz bab 34, hadis 1019)
Ölünün
gıybeti, dirinin gıybetinden daha günahtır. Çünkü diri kendini savunur ama ölü
savunamaz.
Diriden
helallik isteme imkanınız var ama ölüden helallik isteyemezsiniz
Ölünün
iyiliklerini anlatmak onun varislerine fayda verir.
Diğer
insanlara örnek olur.
Kötülüklerini
anlatmak varislerini toplum içinde zora sokar.
Kötülüklerin
yayılmasına sebep olur.
Rabbimiz,
Firavun, Ad, Semud, Lud....kavmi gibi küfrün önderlerinin yaptıkları ve
söylediklerini haber vererek aynı kötülüklerin yapılmamasını hedeflemiştir.
Sevgili
peygamberimiz, cenaze yıkayanların bile cenazede gördükleri iyi halleri anlatmalarını,
kötü halleri anlatmamalarını:
أَبَا رَافِعٍ يُحَدِّثُ أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« مَنْ غَسَّلَ مُسْلِمًا فَكَتَمَ
عَلَيْهِ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ أَرْبَعِينَ مَرَّةً
Kim,
bir Müslümanın cenazesini yıkar ve sırlarını gizlerse Allah onu kırk defa
afveder buyurur. (Beyhaki, Süneni kebir, K. Cenazi,
Babü men raa şeyen minel meyyiti, bab 38, hadis no 6900, Hakim, Müstedrek K.
Cenaiz)
Cenaze
yıkayanlar, ölüde gördükleri güzel halleri anlatırlar ama hoş olmayan
görüntüleri anlatmazlar.
Hadis
rivayetinde sağlam olmayan raviler hakkında onların durumunu bildiren sözleri
söylemek ve yazmak bunun dışındadır.
Yaşayan
insanlardan kötülük yapanların kötülüğünden ve yanlış haber verenlerin
zararından yine insanları korumak için yaptıklarını ilgilisine söylemenin
sakıncası yoktur.
Ölmüş
ise yaptığı kötülüğe yaşayanların girmemesi için yine ilgilenene söylemede
sakınca yoktur.
Biz,
Hazreti Hamzayı (Allah ondan Razı
olsun) Şehit eden kafir Vahşi, sonradan Müslüman olduğu için onun adını
andığımızda da Allah ondan razı olsun diye ona dua ediyoruz.