ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    OKUMAK İLİM İÇİN Mİ EKMEK İÇİN Mİ?


    OKUMAK İLİM İÇİN Mİ EKMEK İÇİN Mİ?

    Çocuklara, liseden sonra üniversite seçiminde dikkat ediniz.

    Çoğunlukla parası iyi olan okulları seçerler.

    Eskiden her çayırlık alan güreş meydanı idi.

    Bu günlerde her şehirde futbol sahası olduğu gibi her sokak da saha olarak kullanılıyor.

    Güreşin getirisi yok. Doksan yılda bütün Olimpiyat ve dünya güreşinde birinci olanların hepsinin aldığı parayı bir tek futbolcu bir yılda alıveriyor.

    Memurlukta Bakanlıklardan da parası çok olanlar tercih edilir.

    Hatta bazı bakanlıklarda görev, altmış yıldır babadan oğula devredilir.

    Babalar ve anneler, çocuklarını ilkokula gönderirken iyi bir ilim adamı olması için “Oku” demezler.

    Diplomasız hiçbir yerde iş bulamayacağı söylenir ve çocuk da ekmek için okur.

    Ekmeğin nerede daha çok olduğunu gözetlemeye başlar.

    Okulun en bilgili öğretmeni maaşla ay başını nasıl getirebileceğinin hesabıyla meşgul olurken, sınıf arkadaşı “mankafa” birinin okulda harcadığı para öğretmeninkinden fazla olur.

    Zeki çocuk, mankafanın babasının mesleğini tercih etmeye başlar ve yolunu şaşırır.

    Son elli yıl içinde, basındaki savrulmalara bakıldığında genelde soldan sağa savrulma olmuş.

    Solun en eski gazetesi olan Cumhuriyet gazetesi için yine Cumhuriyet yazarlarından olan Prof. Dr. Yalçın Küçük, “Cumhuriyet hep soldan alır hep sağa verir” demiş.

    Ben, bizim mahalleye baktığımda, sağ veya sol hesap edilmeden, yalnız paranın tarafına savrulma var.

    Soldan sağa savrulanlardan farkları, bizim mahalleden gidenlerin iç dünyası değişmeden, karşı mahalleden aldıkları paralardan arta kalanıyla o mahalleye bir cami yapmalarıdır.

    Yani “Derenin taşıyla derenin kuşunu vurma” işlemi yapmaya çalışarak kendilerini teselli etmeye uğraşıyorlar.

    Rabbimiz Tevbe süresinin 9/108 inci ayetinde ibadet için kabul edeceği “Takva Mescid” inden bahseder.

    Kuba’daki Takva Mescidini sevgili peygamberimiz, en zor günlerinden biri olan hicret esnasında Medine’ye Peygamber olarak girmeden biraz önce yapmıştı ve hiçbir müşrik, Yahudi veya Hristiyan’ın katkısı yoktu.

    Hala ayakta olan ve bizi kıyama kaldıran Kabe’nin Hazreti İbrahim ile oğlu İsmail’in yaptıklarını ve mükafatını da yine Rabbimizden istediklerini haber verirken Rabbimiz:

    وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاهِيمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ وَإِسْمَاعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

    “Hani İbrahim Beyt'in te­melle­rini (oğlu) İs­ma­il'le yükseltir­ken "Ey Rabbimiz, biz­den ka­bul bu­yur. Şüphe­siz Sen işiten ve bilensin" (demiş­lerdi).” Buyurmakta. (Bakara süresi ayet 2/127)

    Paragözler, hizmet ettiklerine kendilerini ve çevrelerini inandırmak için bazı binalar yapabilirler ama onların yine Kur’an’ın ifadesiyle “Mescid-i Dırar” olma ihtimali yüksektir.

    Şu anda yetkililer, hangi Fakültelere ağrılık veriyorlar?

    Aklınıza gelenleri test etmek için bir il veya ilçedeki Müftü, Malmüdürü, Defterdar, Milli Eğitim müdürü, Emniyet müdürlerinin ek göstergelerine ve yan gelirlerine bir bakıverin.

    İmam-Hatip Liselerinden mezun olan zeki çocukların çoğunluğunun  neden İlahiyat fakültesini seçmediklerini anlayıverin.