ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    PUTLAR


    PUTLAR

    11/12/2020

    Mahmut Toptaş

    Putlar hakkında en eski kaynak olarak İbn’ül Kelbi’nin (Ö: h.204/m.819) yazdığı “Kitab’ül-Esnam/Putlar kitabı” dır.

    Ankara İlahiyat fakültesi Öğretim üyesi Beyza hanımefendi tarafından terceme edildi ve İlahiyat yayınları arasında basıldı.

    En az kırk yıl önce okudum, bu gün kütüphanemde bulmam birkaç günümü alır.

    Aklımda kalanı yazayım, Kur’an-i Kerimde adları geçen putlar, Lat Menat, Uzza, Vedd, Süva’, Yeğus, Yeuk, Nesr gibi putlar, bir zamanlar yaşamış, halkına öncülük yapmış, kurallar koymuş, izinden gidilmiş insanlarmış.

    Zamanla her şey koktuğu, çürüdüğü gibi, bunların kurallarını da bozmuşlar, çığırından çıkarmışlar, belirli adamlar onlar adına konuşur olmuşlar ve kendi çıkarları için koydukları kuralları da onlara söyletmişler ve herkes üzerinde baskı kurmak için taştan, ağaçtan heykellerini dikmişler.

    Sevgili peygamberimiz, insanın insana tapınmasını, her şeyi yaratana, kulluk yapılmasını sağlamak için “La ilahe İllallah Muhammed Rasülüllah/Allah’tan başka yaratan, yaşatan ve yöneten yoktur. Muhammed O’nun elçisidir” diyerek, gönülden inanarak söylemeye davet ettiğinde:

    أَجَعَلَ الْآَلِهَةَ إِلَهًا وَاحِدًا إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ عُجَابٌ

    “Tanrıları, tek bir ilah mı yapacak? Bu şaşılacak bir şey!"

    وَانْطَلَقَ الْمَلَأُ مِنْهُمْ أَنِ امْشُوا وَاصْبِرُوا عَلَى آَلِهَتِكُمْ إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ يُرَادُ

    Onlardan ileri gelenler yürüdüler ve: "Yürüyün ve tanrılarınız üzerinde direnin. Sizden istenen şey işte budur.” Dediler.(Sad süresi ayet 38/5-6)

    Kur’an ayetlerini okurken, “Bir zamanlar insanlar ne geri zekalı imiş” demeyin aynı hastalıklı, şeytani damar devam ediyor.

    “Kulluk” birinin veya birilerinin dediğini kayıtsız şartsız kabul etmek ve ona göre yaşamaktır.

    1960 lı 70 li yıllarda komünistlerimizin çok az ama en etkili kısmı her şeyiyle Marks’ın Kapitaline bağlanmışlardı.

    Onlara karşı direnenlerin çok azı ama çok etkili olanlar da batının kriterlerini her şeyin üstünde görüyorlardı.

    İşte buna tapınma denir.

    Marks’ın kriterlerini Lenin, Stalin ve ondan sonraki yöneticiler yetmiş yıl (1922-1991) uyguladılar, Moğolistan’dan Yugoslavya’ya kadar, yetmiş yılda yetmiş milyon insan öldürmüş, bir o kadar da sürgünlerle uğraşmış ve sonunda devlet şirketinin iflasını dünyaya ilan etmişler.

    Mutlaka ileri geçen, önderliğe soyunan her insanın farklı bir şeyler söylemesi ve bir kısmının faydalı olması olabilir ama insan düşünceleri insan ömrü gibidir.

    Yetmiş yıllık ömür sahibi birinin düşünceleri de bir o kadar yaşamış ama yetmiş milyonun kanına, bir o kadarının gözyaşının akmasına sebep olmuş.

    Sevgili peygamberimiz 23 yıl tebliğden sonra vefat etmiştir.

    Vefatının üzerinden 1388 yıl, hicri takvime göre 1432 yıl geçmiş ama getirdiği din, bir insanın uydurduğu olmadığından zamanı ve mekanı ve de bütün yaratılmışları yaratanın dini olduğundan, yeni açılan gül goncası gibi, toprağa değmemiş yağmur damlası gibi tazeliğini korumakta.

    Sevgili peygamberimize karşı putlarının kriterleri etrafında birleşip ona harp açanlar, ilaç şişesini kırmaya yönelen hastalar gibi davranmışlar, öldürmek için saldırmışlar ve sonunda hicrete zorlamışlar.

    Sonunda ne olmuş, o hastalıklı adamların bir çoğu Müslüman olmuş veya bir çoğunun çocukları Müslüman olmuş.

    Profesör Dr. Muhammet Hamidullah’ın “Hazreti Muhammed’in Savaşları” adı altında Fransızcadan Türkçe’ ye terceme edilen kitabında Sevgili peygamberimiz, 23 yıllık peygamberliği döneminde iki milyon beş yüz bin kilometre karelik Toprak üzerindeki insanların hepsi Müslüman olur ama bütün savaş meydanlarında şehit olanlarla kafir tarafından ölenlerin sayısı 240 tır.

    Kafirlerin tarihinde böyle bir şey görülmemiş, duyulmamıştır.

    “Çağdaş kafirler, çok medeniler” derler ama akşam haberlerinde Afganistan, Irak, Suriye, Afrika, Vietnam, Libya,  Güney Amerika’da her gün öldürmelere devam ettiklerini işitiyoruz.

    Irak’ta Bush oğlu Bush döneminde bir yılda bir buçuk milyona yakın Müslüman öldürdü Amerika.

    Avrupalıların kendi aralarında İngiltere, Fransa ve Rusya itilaf devletleri ile Almanya, Avusturya-Macaristan krallığı ve Osmanlı ittifak devletleri arasında ki birinci dünya savaşında dokuz milyon insan ölmüş.

    İbret alınmış mı? Değil.

    Orta doğudaki savaş, bundan sonrakilere ibret olmayacak.

    Kafir, öldürmeye odaklı,

    Müslüman yaşatmaya odaklı.

    Endülüs’ten Hristiyanların katliamından Osmanlıya sığınan Yahudilerin kurduğu 500. Yıl vakfı, aslında kimin öldürme peşinde kimin yaşatma peşinde olduğunu gösterir.

    Hemen akla “Osmanlı, Endülüs’teki Müslümanları neden kurtarmadı” fikri gelebilir.

    Kurtardığının cevabı: 14.12.2020 Pazartesi günü.