SEKİZ MİLYARA DEĞİL, ALLAHA KUL OLSUNLAR
29/07/2020
Mahmut Toptaş
Evvel zaman içinde, sabit telefon almanın torpille olduğu günlerde, cep telefonlarının Amerikan filmlerinde görüldüğü zamanlarda, Oktay Ekşi bey (Allah şifalar versin) Cağaloğlunda Hürriyet gazetesindeki odasından telefonla arayarak Mahmut bey, gazetedeyim, yanımda üç arkadaşım var. Onlardan biri Kuranda Erkekler, kadınlara hakimdirler diye bir ayetten bahsetti, konuşacaklarını onlarda dinleyecekler, Sen ne diyorsun?
İddia eden etkilensin, şoke olsun diye Kuran-i Kerimde öyle bir ayet yok dedim.
İddia edenin sesi bana da duyuluyor, Var var, hoca bilmiyor diyor.
Ben, Evet o beyefendi bir şeyler duymuş ama eksik duymuş. Oktay bey, Hakim kelimesi ayette geçmez. Ben ayetin Arapçasını okuyayım, sen mana ver. Deyince,
Oktay bey, Ben Arapça bilmem ki dedi.
Rical kelimesini biliyorsun. Dedim, Evet biliyorum ve de bazen kullanıyorum dedi.
Rical kelimesi Erkek manasına gelir ama Rical kelimesinin başına el takısı getirilince Adam gibi adam anlamını yüklenir, sıradan her erkeğe el-rical denmez. Ayet el-Rical diyerek başlıyor.
Bir insan da aranan bütün özellik ve güzellikler toplanmışsa işte o adam gibi adam, kadınlar üzerinde kavvamdır diyor ayet. Nisa süresi ayet 34.
Kadınlar anlamına gelen Nisa kelimesini de biliyorsun.
Bazılarının Hakimdirler diye terceme ettiği kelime, Kuran-i Kerimde Kavvam diye geçmiş.
Hukukçu olman nedeniyle bu kelimeyi de biliyorsun.
Hukukta geçen Kayyim kelimesi de Kavvam kelimesi de Kıyam kelimesi de aynı köktendir.
Filan kurumun başına kayyim atandığında, o kayyim, o kurumu kafasına göre yönetebilir mi, yönetemez.
O kurumun kendi şartları ve hakimin o kayyime verdiği yetkinin dışına çıkamaz. Çıkarsa suç işler.
İşte adam gibi bir adam, aile reisi olduğunda, aile fertlerine, kendi kafasına göre haram veya helal, yasak veya serbest sınırları çizemez.
Kadını ve erkeği yaratan Rabbimiz, kadının hak ve sorumluluklarını erkeğin hak ve sorumluluklarını belirlemiş.
Erkek kadınına, kadın erkeğine hak ve sorumluluk sınırı da çizemez.
İki taraf da kendilerine verilen özellikleriyle kendilerini yaratanın ve Onun yetki verdiği peygamberinin koyduğu kurallara uymaları istenir.
Onun dışında Rabbimizin ve Rasülünün emir ve yasaklarına aykırı, hiçbir emir ve yasak, kimden gelirse gelsin geçersizdir, uyulmaz, uygulanmaz.
Soğuk günlerde gömlekle dışarı çıkan erkeğine kadının, ceket veya palto giymesini hatırlatması gibi veya kadın çıkarken soğuktan korunması için uyarmasını birbirlerine baskı olarak kabul etmiyoruz.
Halbuki soğuk da Allahın tabiat kanunlarındandır.
Kadını ve erkeği yaratan Rabbimizin, Kuran-i Kerimdeki kuralları, kriterleri de iki taraf için geçerlidir ve birbirlerini korumak için birbirlerini uyarmaları baskı sayılmamalıdır. Kayyimlik sınırlarını aşar ve kendi kurallarını ve kriterlerini dayatmaya kalkarlarsa iki taraf da suç işler dediğimde,
Ayet böyle ise herkes gönül rahatlığıyla kabul eder demişti.
Türkiyede evlenen her Müslümanın dini nikahında okunan duada Allahım bu evlenen eşlere, Hazreti Ademle Hazreti Havvanın muhabbetini ver. Hazreti Muhammedle Hazreti Haticenin sevgisini ver, Hazreti Ali ile Hazreti Fatımanın sadakatini ver
derken karşılıkla sadakat, sevgi ve muhabbet duası yapılır.
Babalar ve annelerin, kendi çocuklarına bile kendi kriterlerini dayatma yetkisi verilmemiştir.
Doğuştan tertemiz bir sayfayla dünyaya gözlerini açan yavrularımızın kulağına Ezan okumamızı isteyen sevgili peygamberimiz, kulak verilmesi gerekenin, kulağı veren olduğunu öğretirken, anne ve babaların, çocuklarının beyaz sayfalarına kendi kirli düşüncelerini sürterek karartmamaları için ilk kayıt Ezan oluyor ve devamı da her saniye de bizi ayakta tutan Rabbimizin kriterlerine uymamızı hatırlatmamız gerekir.
Anne ve babalar, kendilerini ve çocuklarını, yediklerini, içtiklerini, hava alan burunlarını, burundan giren havalarını yaratanın kriterlerini öğretirlerse özgür çocuklar olarak yetişirler.
Annemizin, babamızın, mahallemizin, şehrimizin, devletimizin, dünyamızın, paranın, şöhretin, şehvetin, servetin kulu olmak için yaratılmadık.
Bırakın çocuklarınızı, sekiz milyara değil, Allaha kul olsunlar.
Yalnız ve yalnız Allaha kul olmak için yaratıldık, onun rasülüne ümmet olmakla şereflendirildik.
RABBİMİZ, BU ŞEREFİ, SEKİZ MİLYARA DA NASİP ETSİN.