ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    SEVAB KAZANMAK İÇİN GÜNAHA GİRMEK


     SEVAB KAZANMAK İÇİN GÜNAHA GİRMEK

    21/10/2020

    Mahmut Toptaş

    Facebook, WhatsApp, Instagram, Tvitter…gibi yayın alanlarında din adına Ayet, Hadis, Sahabe sözü, Tabiin sözü, şiir, hikaye naklederken mutlaka kaynağını da verebiliyorsanız verin.

    Bazı insanlarımız, öyle güzel bir cümle kurmuş ki, mutlaka yayınlanması gerekir.

    Ama bu insanımız, kendine güveni olmadığından kendi sözünün altına bazen “Ayet” diyenler var, bazen “Hadis” diyenler var, bazen “Mevlana” diyenler var.

    Hazreti Ömer döneminde yaşandığı söylenen uzun bir hikaye, uzun zamandır çokça dile getirilir.

    Bazı kıssahan vaizlerimiz de o hikayeyi anlatırken cemaati hüngür hüngür ağlatırlar.

    Hikayenin her tarafı İslam’ a da aykırı.

    Hikayeyi yazan Alman şair Schiller (1759-1805) dir.

    Bizimkiler, isimleri değiştirerek sahabeye uyarlamışlar.

    Peki, Schiller, bizim kaynaklardan alıp Almancaya uyarlamış olamaz mı?

    Olabilir, ama onun için en uydurma hikayeleri yazan ve 1759 yılından önce yazılmış olan bir kitapta olması gerekir.

    Eskiden “Yukarı mahallede söylediği yalana, aşağı mahallede kendisi de inanır” denirdi.

    Şimdilerde kavgadan, karışıklıktan, karşılıktan, tozduman halden geçinen, siyasiler, afedersiniz, “siyaset” kelimesini kirletmemek için politikacılar, yazarlar, kahvehane filozofları…duruma göre anında yalanı yumurtlayıverirler.

    Akşam yumurtladığını, basında, mahallede, kahvehanede…dillenirken dinleyince kendisi de “Ben de yeni duydum…” diyerek nakletmeye başlar.

    Halkımızın çoğunluğu, öğretilmeyen dinini, canından fazla sever.

    Bu konuda parti pırtı farkı da yoktur.

    Ama bilmediği dinini değerlendirirken kendince güzel olan ne ise onun adı dindir.

    Bu kanaat da iyidir.

    Allah celle celalüh güzeldir, kelamı güzeldir, peygamberi güzeldir, gönderdiği kitabı güzeldir.

    Buna inanır, bunu söyler ve bu yolda can vermeye de hazırdır.

    Amma, o kitabı okuyup anlamaya zaman ayıramamaktadır.

    Teknolojiyi az çok anlayanlarımız, kendince güzel gördüğü bir şeyi halka duyurmak için önce sözünü yazıyor ve etkili olsun diye de Kur’an’da böyle diyor” diye altına yazıyor.

    Buna Kur’an’ın ifadesiyle “Allah’a iftira” denir.

    Kur’an-i Kerimde Yahudilerin Allah adına uydurduklarına sonra kendilerinin inandığını ve böylece kendilerini kandırdıklarını şöyle haber verir:

    ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لَنْ تَمَسَّنَا النَّارُ إِلَّا أَيَّامًا مَعْدُودَاتٍ وَغَرَّهُمْ فِي دِينِهِمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ

    “Bu, onların: "Ateş bize sayılı günlerden başka dokunmayacaktır" demelerindendir. Uydurdukları şeyler onları dinlerinde aldatmıştır.” (Al-i Imran süresi ayet 3/24)

    Allah’a en büyük iftirayı “Allah yeri-göğü yarattı ama yönetimi bizim büyüklerimize bıraktı” mantığıyla hareket eden, Kur’an diliyle Müşrik, batı diliyle Deist olanlar, o kriterlerini Allah’ın Kur’an-i Kerimde belirlediği kriterlerinin önüne geçirerek Allah’a ortak koşanlar olduğunu da şöyle haber verir:

    إِنَّ اللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَنْ يَشَاءُ وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْمًا عَظِيمًا

    “Muhakkak Allah, kendisine ortak koşulmasını afvetmez. Bunun dışındakileri dilerse afveder. Kim Allah'a ortak koşarsa büyük bir günahla iftira etmiş olur.” (Nisa süresi ayet 4/48)

    En zalim insanların, Allah’a iftira edenler ve Allah’ın söylemediğini “…söyledi” diyerek yayanlar olduğunu, insanları Allah’la aldatanlar olduğunu:

    وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ كَذِبًا

    “Allah'a yalan iftirada bulunandan daha zalim kim vardır?…” (En’am süresi ayet 6/93, 144, A’raf süresi 7/37, Yunus süresi ayet 10/17, Hud süresi ayet 11/18, Kehf süresi ayet 18/15, Ankebut süresi ayet 29/68)

    Dikkat ediniz. Ayet veya Hadis yazacağınızda veya konuşacağınızda birilerinin veya tanıdığınız ve sevdiğiniz biri bile olsa  kaynağını görmeden yaymayınız.

    Yaymak zorunda değiliz, öğrenmek ve yaşadıktan sonra yaymak zorundayız

    Dikkat ediniz, yaydığınız bir söz eğer Ayet değilse en büyük iftirayı Allah’a etmiş olursunuz.

    Eğer “Hadis” diye yaydığınız söz, Hadis değilse, sevgili peygamberimizi dinleyiniz:

    مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ

    “Kim bile bile benim adıma (söz uydurarak) yalan söylerse (cehennem) ateşindeki yerini hazırlasın” (Buhari, Sahih, K. İlm, bab 39, Cenaiz, bab 32, Müslim, Sahih, K, Mukaddime, bab 2, Hadis 4 ve hemen her Hadis kitabında rivayet edilmiş)

    Sevaba gireceğiz diye günaha girmeyelim.