ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    SINIR ÇİZENLER KENDİLERİNİ ÇİZERLER


    SINIR ÇİZENLER KENDİLERİNİ ÇİZERLER

    11/10/2018/Prşmb/Milligazete

    Eskiden ülke sınırlarına dikenli teller çekerlerken, iç dünyamıza da materyalist dikenler çekerlerdi.

    Dikenli teller, geçişleri engelleyemeyince kendilerinin belirlediği sınırlara yine kendi kara vicdanlarının ürettiği mayınları döşediler.

    Kapitalist kafirler, karanlık kanunlarının izniyle mayın yapan fabrikalar, mayın döşeyen şirketler, mayın söken şirketler, Mayın pazarlayan şirketler kurdular.

    Mayınlar da işe yaramayınca İsrail’in öncülüğünde duvarlar örülmeye başlandı.

    Yakında manyetik sınırlar satılacak ve biz de almayacağız.

    Çünkü Müslümana da, kafire de tarih boyunca güvenlik sağlayan bir nesil geliyor.

    Güçlü olan belirler sınırları.

    Dağ tepelerini, nehirleri sınır çizgisi olarak belirlediklerinden  onları da kötü niyetlerine alet ederler.

    Sınır görevi yapan nehrin  iki tarafındaki bahçe sahiplerinden hangisi karşı taraftadır?

    Nehrin öbür tarafındaki çiftçiye, “Karşıya nasıl geçerim” diye sorsa, “Karşıdasın ya” diye cevap verebilir.

    İki kardeşin iki çocuğu, iki devletin sınırında bekçilik yaparken tatlı tatlı konuşurken biri karşıya geçmek isterse, hemen onu yakalar ve karakola teslim eder.

    Bunu yapan kim?

    Sınırı belirleyen, kardeşi kardeşe düşman yapan ve kendi gölgesini düşman zannederek akıl almaz koruma tedbirleri alandır.

    Fransa’nın Chamonix şehrindeki kayak merkezi Mont Blanc tepesindeki en sivri yeri gördüm.

    Orası, Fransa, İsviçre ve İtalya sınırlarının birleştiği yer.

    Beş adımda üç devleti birden dolaşabiliyorsun ve üç sınır ihlali yapıyorsun.

    Kur’an-i Kerimde Rabbimiz, dünyayı ikiye ayırmamış ama sakinlerini Müslümanlar ve Kafirler diye ikiye ayırmış.

    İslamın hakim olduğu yerleri de küfrün  hakim olduğu yerleri de “Diyar/Ülke” diye isimlendirmiş.

     Sevgili peygamberimiz,  Adiy b. Hatem’e: “Eğer ömrün uzun olursa ( Kûfe yakınındaki) Hîre’den bir kadının deve üzerinde  gelip, Ka’be yi  ziyaret edeceği günleri  göreceksin. O kadın (yolculuğu esnasında)  Allah’tan başka  hiçbir kimseden korkmayacaktır.”(Buhari, Sahih, menakip hadis no: 3365)

    Bu hadisi  sevgili peygamberimiz, Adiy b. Hatem’e söylemiş. Adiy b. Hatem: “İran’ın fethinden sonra bir kadın, Allah’tan başka kimseden korkmadan  Hîre’den Ka’be ye  geldiğini gördüm” diyor.

    Osmanlı ülkesinini vatandaşı olan Müslüman, Hırsitiyan, Yahudi, Yezidi, Nusayri, Kıpti…her ne ise Yemen’in San’a şehrinden Budapeşte’ye kadar rahatlıkla gidebiliyordu.

    1985 yılına kadar kara yoluyla herkes kendi aracıyla, otobüsle Hacca güven içinde gidip gelirken,

    Orta Doğuya çeki düzen vermek için gelenler, bütün yolları tuttular ve haramilik yapmaya, küçük haramiler üretmeye, eğitim yoluyla harami yetiştirmeye başladılar ve hiçbir yerde güvenlik kalmadı.

    İnterpolün başkanı Mıng Hongwei on gün sonra bulundu ve Çin devleti tarafından sorguya alındığı söylendi.

    Amerika Cumhurbaşkanı, herhangi bir devlete gittiğinde en az iki bin CIA ve FBI ajanları tarafından korunuyor.

    Suud’un İstanbul Konsolosluğuna bir işi için giren Cemal Kaşıkçı hala bulunamadı. Öldürüldüğü iddiası dünyaya yayıldı.

    Fırat Nehri kenarında, kurdun kaptığı koyundan, kendini sorumlu hisseden “Emir’ül Mü’minin” den kendi canının güvenlikte olmadığını hisseden ama kendini güçlü göstererek korku sınırları çizen devlet başkanlarına geldik.

    Yarın “İÇİMİZDEKİ SINIRLAR”