ANA SAYFA



KİTAPLARIM


    SUÇ GRAFĞİNİ AŞAĞI ÇEKM


    Devletin resmi kayıtlarına bakarak 2010 yılının çocuk suçlarının “Suç Haritası” çıkarılmış.

    12-18 yaş arasındakilerin suçları esas alınmış.

    Bu çalışma kitap olarak yayınlanacakmış ama gazete haberlerine göre 203.006 suçtan 52.742 sinin faili belli olmamış.

    İstanbul’da 618.292 suçtan 149.259 unun faili meçhul kalmış.

    Siz geri kalanını buna göre kıyaslayın.

    12 yaşındaki bir çocuk tam beş yıldır, laik, demokrat ve Kemalist bir eğitimden geçmektedir.

    18 yaşındaki bir delikanlı da tam on bir yıldır aynı eğitimden geçmektedir.

    Bunlara türedi gözüyle bakmaya başlayarak işin önemini gözden kaçırmamaya dikakt edelim.

    Türk demokrasisi, laikliği, ve Kemalistliğine yön verenler bu ülkede bir Başbakan asmış, Bakanlar asmış, Başbakanları önce karakollardan sonra askeri hapishanelerden geçirmiş.

    Sayın Süleyman Demirel, sayın Ecevit, sayın Necmettin Erbakan, sayın Tayyip Erdoğan hepsi karakollardan, askeri hapishanelerden, başbakanlık koltuğuna ulaşmışlar.

    Hatta ileride yönetime gelebilme gücüne sahip üniversite öğrencileri de şimdiden gösterilerden alınarak karakol eğitiminden geçiriliyorlar.

    “Bizim demokrasimiz başkalarının demokrasisine benzemez” diyerek savunma bile yapılmıştır.

    Avrupa Birliğine giripte bu güzelim demokrasimizi de kaybetmemek için bazen karakolda vatandaşa çiş yedirme haberleri yayarız, bazen gencecik lise öğrencilerine işkence haberleri yayarız, bazen adliyede kıyafetini beğenmediğimiz vatandaşı kovarız, bazen parlamentonun tamamına yakın milletvekillerini alan Başbakanın hanımını bazı mekalara kabul etmeyiz ve böylece bize özel demokrasimizi koruyarak Avrupa Birliğine girmenin yollarını kapatırız.

    Sağcı, solcu, futbolcu bütün yazar ve çizerlerimiz bu durumun aleyhine yıllarca yazı yazarlar ama hiçbir değişiklik olmaz.

    Onun için ben bu konularda yazı yazmak yerine bu tür sıkıntılardan kurtulmanın reçetesi olan ayetleri anlamaya, anlatmaya ve günlük hayatımıza ilmik ilmik işlemeye devam edelim diyorum.

    Rabbimiz, sıkıntılardan kurtulmanın yolunun Rasülüne itaattan geçtiğini haber verir.

    “Bilin ki, Allah'ın Rasülü içinizdedir. Eğer bir çok işte, O size itaat et­seydi sıkıntıya dü­şerdiniz. Ancak Allah size imanı sevdirdi ve onu gönülleri­nizde süsledi. İnkârı, fasıklığı ve is­yanı size kötü gösterdi. İşte onlar doğru yolu bulanların ta kendileridir.” (Hucurat 7)

    Allahın Rasülü, getirdiği Kur’anla, ve hadisleriyle bizim aramızdadır. Kur’an-ı ve sünneti bize uydurursak biz sıkıntıya düşeriz.

    Ama biz kitaba uyarsak sıkıntıya düşmeyiz. O kitabı gönlümüzün baharı yapmalıyız.

    En değerli varlığımız gönlümüz. Yere göğe sığmayan Rabbimiz, mümin insanın gönlüne sığdığını haber verir. Öyle ise gönül evimizi imanla süsleyelim. İmanı sevelim.

    Geniş yürekli insanlar bütün insanlığı kucaklayabilirler.

    Kursağı dar insanların gönül evine kimse giremez.

    Girenleri de kovarlar.

    Yeri göğü yaratana iman edenlerin gönlü ise bütün yaratılanlara bağdaş kurup oturtacak yer bulur kendinde.

    “Yaratılmışı yaratandan ötürü sever” İkram edecek ekmek bulamazsa gül gibi yüzün gülümseyen ekmeğine bal gibi sözleri sürerek ikram eder. Efendimiz buyurur: “Kardeşiyin yüzüne gülümsemen sadakadır.” (Tirmizi, Birr, bab36, hadis 1957)

    Sevgisiz insanlara kızmak yerine acıyın.

    Onlar kendi dar kafaları ve gönülleri içinde kendilerini mahkum etmiş insanlar.

    Onları o daracık hapishaneden kurtarmak, yeryüzü dolusu hazinelere sahip olmaktan daha hayırlı olduğunu haber verir peygamberimiz, efendimiz.

    Bir başka hadisinde: “Gönül, çölde rüzgar önündeki tüy gibidir” buyurmuş. (Taberani ve Beyhaki den naklen Aliyyül Kari, Şerhu Ayn-il-ilim 2/130)

    “Gönül, rüzgar önündeki tüy gibidir” Öyle ise gönül ülkesinde Rahmani nefesler estirirsek gönül kuşumuz güllüğe konar.

    Eğer gönül ülkesinde şeytani havalar eserse o zaman gönül kuşu küllüğe konar. Eşindikçe kötü kokular, terör, kan, barut, gözyaşı, ağıt yayar ve bu kötü kokulardan bütün insanlık rahatsız olur.

    Biz kimseyi incitmek istemediğimiz gibi incinmekte istemiyoruz.

    Bizi incitenlere de dua ediyor ve inkar hastalıklarından kurtulmaları için Rabbimize yalvarıyoruz.