UNUTAN UNUTULUR
Aslını da, neslini de
unutma.
Bazıları köşkler yapar
da köşkün giriş kapısına atının nalını çakar veya arabasını köşkün bahçesine
koyar.
Çocukları, Baba, bu
arabanın görüntüsü bahçenin güzelliğine uymuyor dediklerinde baba,
Çocuklarım, o araba bana beni unutturmuyor der.
Akrabalarımızı,
köyümüzün halkını, mahalle sakinlerini, okul arkadaşlarımızı, asker
arkadaşlarımızı, iş arkadaşlarımızı, meslektaşlarımızı unutmamaya dikkat
edeceğiz.
Ayağımızı bastığımız
topraktan yaratıldığımızı hatırdan çıkarmayacağız ve toprağı yaratanın
kurallarına uyacağız
En başta bütün bunları
yaratan, bizimle buluşturan Allahı unutmamaya çalışacağız.
Her an bizi yaşatmaya
devam eden, kanımızı ve kalbimizi çalıştıran Allahı her iş ve aşımızda
hatırlayacak ve onun koyduğu hukuk doğrultusunda hareket edeceğiz.
Rabbimiz buyurur:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ
وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ
خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Ey iman edenler, Allah'tan sakının. Herkes yarına ne hazırladığına bir
baksın. Allah'tan sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
وَلَا
تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللَّهَ فَأَنْسَاهُمْ أَنْفُسَهُمْ أُولَئِكَ هُمُ
الْفَاسِقُونَ
Allah'ı unutan ve Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler
gibi olmayın. İşte onlar fasıkların ta kendileridir. (Kuran, 59 Haşr süresi
ayet 18-19)
Dikkat ediniz, Allahın bizi gördüğünü ve her hareketimizin kayda
alındığını bilerek Allahın emir ve yasaklarına uymamız gerekir. Buna Takva
diyoruz.
Her sözümüzü ağzımızdan çıkarırken rabbin rızasına uygunluğunu
düşünürsek, yanlış kelime veya cümle çıkarmamaya dikkat eder, sonra özür dileme
zorunda kalmayız.
Her adım atışımızda yine Rabbin bizi gördüğünü düşünürsek,
kötü yollarda, kötülük yapanlar arasında bulunmayız.
Her bakışımızda gözün kirlenebileceğini düşünürsek Rabbin
yasakladığı yerlere bakmaz ve tertemiz kalırız.
Her söz, göz, adım, tutma ve tatmalarda Rabbin hukukuna
uygun hareket ederken ayıplayanların ayıplamasına aldırmadan yolumuza devam
edersek yan ve yanlış yollara sapmayız.
İşte Allahı çokça zikir etme dediğimiz şey budur.
Zikir, bizi kötülüklerden alıkoyan zikirdir.
Diliyle Allahı zikrederken haram işleyen, yalan söyleyen, din
düşmanlarıyla işbirliği yapanlar, şaraba besmeleyle başlayanlar gibi hesaba
çekilirler.
Müslüman da kafir de
Hazreti Ademin neslindendir.
Çamuriyetimiz bakımından
birbirimizden farkımız yok.
Ancak bu çamurdan
yaratılan bu bedeni, iman cevheriyle donattığımız ve onu ısyan, haram ve
yalanlarla kirletmediğimiz zaman cennete layık hale geliriz.
Kafir de bu çamurunu
şeytanın pisliğine bularsa cehenneme layık hale gelir ve bu dünyayı da cehennem
çevirir.
Aynı toprakta aynı
havayı soluyan, aynı sulardan içen yılan, zehir üretirken, arı, bal üretiyor.
Bülbül, bizi bizden alıp
ufuk ötelerine götüren nağmeler üretirken, aynı havalarda kargalar, içimizi gagalıyor.
Aynı topraklar üzerinde
yaşayan insanlardan biri güneşe, suya, taşa, kuşa, denize, yıldıza, çiçeğe, çocuğa....
bakıyor, Aman Allahım sen en büyük, en güzel, en cömert, en merhametlisin
derken, öbürü Allah üçtür der bir öbürü de Hiçtir, yoktur der.
Allahı unutan kendisini
de unutmuş olur.
Haram helal demez
toplamaya bakar, kimselere koklatmadan, yiyemeden mirasçılarına bırakır gider.
Haramdan topladıkları
sırtında onun cehennem ateşi olur.
Ebulehebin hanımı
Hammaletül-hatab gibi cehennemdeki ateşine odun taşıyıcısı olur ama kendini
yaktığını bilemeden gider bu dünyadan.
Harama dadananlar, helallardan
neden zevk alamamalarını bir araştırsınlar.
Hep yalan söyleyenler,
geçimini ve seçimini yalan üzerine kuranlar, doğrudan nefret ederler.
Sineğin gül kokusundan
kaçtığı gibi doğrulardan uzaklaşırlar.
Şarabı, viskiyi, rakıyı
içenlerin arabayı yol yerine şarampole sürdükleri gibi hayatlarını da Allaha
ısyan yolunda devam ettirirler.
Onun için yediğimiz,
içtiğiniz helal olsun,
Okuduğumuz, Allahın
tabiat kanunlarıyla şeriat kanunlarına uygun olsun.
Dostlarımız, Allahı
dost bilenlerden olsun,
Yasamız, İslam hukuku
olsun.
Önder ve örneğimiz
Sevgili peygamberimiz olsun.