Kitap: ESMA Bölüm: Esma08 Kitap Sayfa: isimler 5
El-ĞAFFÂR
Gizleyen, örten, bağışlayan afveden manalarına gelen "el-Ğafur" ismi Kur"anı kerimde 91 defa geçmekte. "El-Ğaffar" 5 defa, "el-Ğafir" ise iki defa geçmektedir.
Vücudumuzu incecik, sihirli bir perdeyle sarıp sarmalayan "Ğafur" olan Rabbimiz bizi birbirimize güzel çekici gösteriyor.
Bir yangında yüzünün incecik sihirli perdesi yanan insan ne kadar korkunç oluyor. İçindeki kanlar, irinler, damarlar dışardan görünseydi kimse kimsenin yanına yaklaşamazdı.
Mehmet Akif"in:
"Ne çirkin yüzler örtermiş meğer, O incecik perde" dediği gibi "Ğaffar" olan Rabbimiz içimizde görüntüsü hoşa gitmeyen kanımızı, idrarımızı, yiyip içtiklerimizi, incecik bir perdeyle örtüp gizlediği gibi içimizde ürettiğimiz bir çok kötü düşünceleride kimseye göstermemekte.
Ya içimizden geçenler dışımızda görünseydi ne olurdu halimiz" Annemiz, babamız, eşimiz, çocuklarımız, dostlarımız, düşmanlarımız hakkında düşündüklerimiz yüzümüzden görünseydi korkunç olurdu.
"Ğafur" olan Rabbimiz içimizi, dışımızı bildiği halde ayıplarımızı, günahlarımızı gizlemekte.
"Muhakkak Allah, bağışlayan/örtendir, merhamet edendir" (Bakara 182) ayeti Kur"anı kerimde çokça tekrarlanmaktadır.
"Ğafur" olan Allah"a iman eden toplum ve bireyleri kötülükleri ve kötü haberleri yaymazlar. Böylece kötülüğü yapan teşhir edilerek ar damarı çatlatılmamış olur. Birde bu kötülüğü yayarak başkalarının aklına getirilmemiş olur. "Ğafur" olan Rabbimiz: "Mü"minler arasında kötülüğün yayılmasını isteyenlere dünyada da, ahirette de acıklı azap vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz" buyurur. (Nur 19)
Bizde kötülükleri, ayıpları örteceğiz. Ancak Nisa suresinin 82 inci ayetine uyarak toplumun güvenliğini tehdit eden kötülükleri yetkililerine bildireceğiz.
el-KAHHAR
"Galip gelen, emri altına alan" manalarına gelen "el-Kahhar" ismi Kur"anı kerimde 6 defa geçmekte.
"Deki: "Allah her şeyin yaratıcısıdır. O tekdir, Kahhar (her şeyi emri altında) dır" (Ra"d 16) el-Kâhir" ismi Kur"anda iki defa geçmekte. Firavun ve adamları kendilerini"el- Kahir" olan Allah"ın ismiyle isimlendirmişler. "biz onlara (iman edenlere) gelip geleceğiz" demişler. (Araf 127) ama kendileri kahrolmuşlar.
İnsanın ürettiği teknolojiyle Rabbinin yarattıklarının sayımını yapabilmiş değil. O KAHHAR olan Rabbimiz milyarlarca yıldızı, yedi kat gökyüzünü ve yeryüzünü yıllardır yörüngesinde döndürür. Hiçbiri onun çizdiği yörüngeden dışarı çıkamaz. "Ya Kahhar, Ya Kahhar" diyerek esen fırtınalar, dağlardaki milyarlarca ağaçların çürüyen,kuruyan, kurtlanan dallarını budayıp temizleyiverir.
"Ya Kahhar" diyerek coşan denizler, denizdeki kirleri, durgunluğu giderir ve canlılara can verirler.
Eğer Aslanda ve yılanda Rabbimizin Kahhar ismi tecelli etmeseydi insanlar aslanı eşek yapar, yılanı yük yüklemek için ip yapardı.
Eğer Kahhar ismi Kahraman insanlarda tecelli etmeseydi , insanlık zalimlerin elinde inim inim inlerdi.
Kahraman Müslüman, Kahhara iman ettiğinden önce nefsini yener, sonra zalimlere karşı dikilir.
el-VEHHAB
BAĞIŞLAYAN, BAHŞEDEN, KARŞILIKSIZ VEREN manalarına gelen el-VEHHAB ismi Kur"anı kerimde üç defa geçmekte. (Ali Imran 8, Sad 9,35)
Aşkımızın meyvesi olan çocuklarımızı bize bağışlayan, kuru topraklardan rahmetiyle bizlere yiyecek ve içecekler bahşeden el-VEHHAB" a iman edenler:
"Ey Rabbimiz, bize hidayet verdikten sonra kalplerimizi eğme ve bize katından rahmet ver. Sen karşılıksız verensin" (Ali Imran 8) diye dua ederler. VEHHAB"ın kendilerine verdiği nimetleri karşılıksız olarak Allah"ın kullarına verirler ve gönüllerindeki Hak ve halk sevgisini artırırlar.
"Veriyoruz ama layık mı değil mi bilemiyoruz" demeyin. Sadakalar mü"mine, kafire ve hayvanlara verilir. Aç köpeği sulayan kadının cennetlik olduğunu Peygamberimiz haber verir.(Müslim, Selâm,154)
Vermek insana huzur verir, ama biz bu zevki tatmak için vermeyeceğiz. Allah rızası için vereceğiz.
"Onlar (Mü"minler) sevmelerine rağmen yemeklerini fakire, yetime ve esire yedirirler. "Biz ancak Allah rızası için yediririz. Sizden bir karşılık ve teşekkür istemeyiz" derler. (K.K: İnsan 8-9)
Batılı siyasiler, askerler ve gazeteciler, Sırpların elindeki Müslüman esirlere işkence edildiğini, Müslümanların elindeki Sırp esirlere işkence edilmediğini, insanca muamele edildiğini görünce düşündüler. Aynı ırkın insanları, aynı okullardan diploma almışlar ama biri zalim, zorba öbürü düşmanını esir edince İslam"ca davranıyor. İşte aradaki Müslüman-Hristiyan farkı ortaya çıkıveriyor.
Kur"anın bir ayeti batılı uzmanların gözlerini İslam"a çeviriveriyor.
|
|
|