ANA SAYFA



KİTAPLARIM



    Kitap: ESMA
    Bölüm: Esma29
    Kitap Sayfa:
    isimler 26


    El-CAMİ

    "Toplayan"anlamına gelen el"Cami ismi şerifi Kuran-ı Kerim"de iki defa geçmekte.

    "Rabbimiz, sen kendisinde şüphe olmayan (kıyamet) günü için insanları toplayacak olansın. Muhakkak Allah va"dinden dönmez." (Ali imran 9)

    Öbür ayette de münafıklarla kafirleri cehennemde toplayacağını haber vermekte . (Nisa 140)

    "Yangında yanıp duman olup dağılan adamı Allah nereden bulup da toplayacak " diye soranlar önce kendilerine baksınlar. Kendileri nereden toplandı" Dünyanın her tarafından yiyecek ve içecekler geldi ve onda toplandı . Gökyüzünden güneş ,altı yönden hava geldi ve çocukken delikanlı oldu.

    Toplayan Allah bir gün dağıtır ve kıyamette yine toplar. Bizi aile , kabile , sülale etrafında toplayan gönüllerimizi birbirine bağlayan O.

    Köylerde , kasabalarda ,şehirlerde bir araya getiren yine O el " Cami olan Allah dır.

    El-cami =Toplayan Allaha iman edenler olarak bizler de aileleri,dostları dağıtan değil toplayan olalım . Ara bozan değil arabulan olalım. Gönüller arasına sevgi köprüsü kuralım.

    El "GANİYY El-MUĞNİ

    "Zengin" ve "zengin yapan" anlamlarına gelen bu iki ismi şerifinden "el "Ganiyy" ismi Kuran-ı Kerim"de 18 defa geçmekte .

    "Ey insanlar ,Allah"a muhtaç olanlar sizlersiniz. Allah ise zengindir ,Öğülmeye layıktır." (Fatır 15)

    El-Muğni; zengin eden ismi Kur"an"da bu kalıpda geçmez ama "Zengin eden de memnun eden de O dur" (Necm 48) ayetinde fiil halinde geçmiştir.

    Milyarlarca dolara sahip adam demek, birkaç top kerestenin basılı kağıt haline sahip demektir.

    Allah zengindir derken yeryüzüne, altınlarına, incilerine, yakutlarına, mercanlarına, gökyüzüne sahipte ondan zengindir demiyoruz.

    Bütün bu saydıklarımız Allah"ın katında bir sineğin kanadı kadar değersiz. Onun hiçbir şeye ihtiyacı yok.

    Bizim maddi zenginliklerimizi veren O. Mü"mine de, kafire de veren O. Zenginlik saydığımız şeyleri yaratan O.

    Biz Rabbimizden helal yollardan zenginlik vermesini isteyeceğiz ve biz de başkalarına yardımla zenginliğimizi göstereceğiz. Başta gönül zenginliği isteyeceğiz.

    Hikaye bu ya, denizde bulunan yuvarlak bir şeyi terazinin kefesine koymuşlar, karşısına yüz gram altın koymuşlar, o yuvarlak şey ağır gelmiş. Bir kilo, bir ton koymuşlar yine ağır gelmiş. Ellerine alıyorlar çok hafif geliyor.

    Durumu aklı eren birine soruyorlar. O aklı eren: "Bu, gözü doymaz hırslı bir adamın gözünün etrafında ki kemiktir. Dünyayı verseniz gözü doymaz. Terazinin öbür kefesine bir avuç toprak koyun" demiş. Toprağı görünce terazi dengeyi bulmuş.

    Bu hikaye ama sevgili Peygamberimiz şöyle buyurur: "Eğer Adem oğlunun bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi daha olmasını ister. Onun ağzını ancak toprak doldurur." (Müslim, Zekat, 117, Hadis 1048)

    El-MANİ

    "Engelleyen" anlamına gelen bu ismi celili Kur"an-ı Kerim"de bu isimle geçmemekte. Ancak "Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa onu Ondan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır isterse Onun lütfunu geri çevirecek yoktur. Hayrını kullarından dilediğine verir. O bağışlayandır, esirgeyendir." (Yunus 107) ayeti bunu ifade etmekte.

    O "el-Mani" olan Rabbimizin yarattığı bu evrene Onun dışında hiçbir güç sonradan hiçbir şey katamaz. Ve ondan hiçbir şeyi eksiltemez. Hiçbir güç Kur"an-ı Kerim"den bir harf eksiltemez ve bir harf ilave edip artıramaz. "el-Mani" olan Rabbimiz bunu engeller.

    Her zaman her istediğimize kavuşamayız. Kavuştuklarımız oluyor. Ama kavuşamadıklarımız daha çok oluyor. Biz verilenlerin Allah"dan bir lütuf ve imtihan olduğunu, verilen her şeyin imtihan sorusunu artırdığını unutmayalım. Verilmeyenlerin de bir hikmeti olduğunu düşünelim.

    Doktor şeker hastasına çok sevdiği baklavayı engelliyorsa bir hikmeti vardır.